Günümüz küresel ekonomisinde ülkelerin sürdürülebilir büyüme, fiyat istikrarı ve mali disiplin hedeflerine ulaşmaları, yalnızca tek bir politika aracının etkinliğine bağlı değildir. Aksine, para ve maliye politikalarının birbirini tamamlayıcı biçimde işlemesi, makroekonomik dengelerin korunmasında belirleyici bir rol oynar. Ekonomik ve mali politika koordinasyonu, işte tam bu noktada devreye girer. Kamu maliyesiyle merkez bankası politikalarının uyumlu çalışması, ekonomide istikrarın, güvenin ve öngörülebilirliğin temel taşlarını oluşturur.

Politika Araçlarının Birbirini Tamamlaması Gereği

Ekonomik yönetim, çoğu zaman iki ana sütun üzerine inşa edilir: maliye politikası ve para politikası. Maliye politikası, hükümetin harcama ve vergi kararlarını içerirken; para politikası, merkez bankasının faiz oranları, likidite yönetimi ve para arzı üzerindeki düzenlemelerini kapsar. Bu iki politika aracının koordinasyonu, özellikle ekonomik dalgalanmaların yoğun olduğu dönemlerde büyük önem taşır.

Örneğin, genişleyici bir maliye politikası uygulanırken —yani kamu harcamaları artırılıp vergiler azaltılırken— merkez bankasının da aynı dönemde sıkı para politikası izlemesi, ekonomideki dengeyi bozabilir. Bu durumda kamu harcamalarıyla desteklenen talep artışı, para arzının daraltılmasıyla frenlenir ve büyüme potansiyeli zayıflar. Aynı şekilde, her iki politikanın da aynı yönde (örneğin aşırı genişleyici biçimde) uygulanması, enflasyonist baskıların artmasına ve mali disiplinin bozulmasına yol açabilir.

Dolayısıyla, koordinasyonun sağlanamadığı durumlarda ekonomi hem kısa vadeli belirsizliklere hem de uzun vadeli kırılganlıklara açık hale gelir. Bu yüzden hükümetler ile merkez bankaları arasında güçlü bir iletişim ve hedef uyumu gerekir.

Koordinasyonun Ekonomiye Etkileri

Ekonomik ve mali politikaların uyumlu yürütülmesi, üç temel alanda belirgin etkiler yaratır:

Fiyat istikrarı ve güven ortamı:

Para politikasının enflasyonla mücadele hedefi, mali disiplinle desteklendiğinde başarıya ulaşır. Kamu borcunun sürdürülebilirliği, piyasaların güvenini artırır; böylece faiz oranları düşer ve yatırım ortamı iyileşir. Bu durum, hem reel sektörün üretim kararlarını kolaylaştırır hem de döviz piyasalarında istikrar sağlar.

Büyüme ve istihdam:

Uyumlu politikalar hem iç talebi hem de üretimi destekleyen bir çerçeve oluşturur. Örneğin, maliye politikasıyla altyapı yatırımları artırılırken, para politikasının da uygun finansman koşullarını sürdürmesi, büyümenin istihdam dostu bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Böylece ekonomide hem üretim kapasitesi artar hem de gelir dağılımı daha dengeli hale gelir.

Kriz yönetimi ve ekonomik dayanıklılık:

Ekonomik şoklar karşısında koordinasyon, hızlı ve etkili bir tepki mekanizması sağlar. Pandemi döneminde birçok ülkede olduğu gibi, maliye politikası doğrudan destekler sunarken, merkez bankaları da kredi kanallarını açık tutarak reel sektörü desteklemiştir. Bu tür eşgüdüm, ekonomilerin toparlanma sürecini hızlandırmıştır.

Türkiye Perspektifinden Koordinasyonun Önemi

Türkiye ekonomisinde son yıllarda makroekonomik istikrarın sağlanması yönündeki adımlar, koordinasyonun ne kadar kritik olduğunu açıkça göstermektedir. Para politikası tarafında enflasyonla mücadele öncelikli hale gelirken, maliye politikasında da bütçe disiplini ve kamu harcamalarının verimliliği ön plana çıkmıştır.
2025 yılı itibarıyla, genel devlet dengesinin sürdürülebilir seviyede tutulması, maliye politikasının istikrarı destekleyici yönde işlediğini göstermektedir. Ancak bu dengenin kalıcı hale gelmesi, para politikasının güvenilirliğini ve fiyat istikrarı hedefinin başarısını doğrudan etkiler. Bu nedenle, iki alan arasında bilgi paylaşımı, hedef uyumu ve uzun vadeli planlama büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’nin yeni dönemde uyguladığı “dengeleyici büyüme stratejisi” de aslında bu koordinasyon anlayışının somut bir yansımasıdır. Kamu yatırımlarının üretken sektörlere yönlendirilmesi, mali alanın etkin kullanımı ve Merkez Bankası’nın fiyat istikrarına odaklı politikası birlikte yürütüldüğünde, ekonomide hem güven hem de öngörülebilirlik artar.

Koordinasyonun Kurumsal Altyapısı

Ekonomik ve mali politika koordinasyonunun kalıcı hale gelebilmesi, yalnızca niyetle değil, güçlü bir kurumsal çerçeveyle mümkündür. Bu kapsamda:
Orta vadeli programlar ve bütçe çerçeve belgeleri, maliye politikasının yönünü netleştirir.

Para Politikası Kurulu kararları ve enflasyon raporları, Merkez Bankası’nın hedeflerini kamuoyuna açık biçimde ortaya koyar.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu gibi yapılar, farklı kurumların politikalarının uyumlu olmasını sağlar.

Bu çerçevenin etkin işlemesi hem piyasa aktörlerinin beklentilerini yönetir hem de ekonomi yönetiminde hesap verebilirliği artırır. Böylece kısa vadeli siyasi veya ekonomik dalgalanmalar karşısında politika güvenilirliği korunmuş olur.

Geleceğe Yönelik Değerlendirme

Önümüzdeki dönemde ekonomik ve mali politika koordinasyonunun en önemli sınavı, küresel dalgalanmalarla iç dengelerin aynı anda yönetilmesi olacaktır. Jeopolitik riskler, enerji fiyatları ve dış talepteki belirsizlikler, politika yapıcıların esnek ama kararlı bir tutum izlemesini gerektiriyor.

Türkiye açısından bakıldığında, orta vadede hedef; enflasyonun kalıcı biçimde düşürülmesi, kamu maliyesinde sürdürülebilirlik sağlanması ve üretken yatırımların finansmanının kolaylaştırılmasıdır. Bu hedeflerin başarısı, ancak maliye ve para politikalarının aynı yönü göstermesiyle mümkündür.

Kısacası, ekonomik istikrarın korunması, tek bir kurumun değil, koordinasyon içinde çalışan bir politika bütününün eseridir. Mali disiplinden taviz vermeden büyüme sağlamak, fiyat istikrarını gözeterek istihdamı artırmak; bu dengeyi kurabilen ülkeler geleceğin güçlü ekonomileri arasında yer alacaktır.

Sonuç olarak, ekonomik ve mali politika koordinasyonu, sadece teknik bir uyum değil, aynı zamanda toplumsal refahın sürdürülebilirliği açısından da hayati bir unsurdur. Etkin koordinasyon, yatırımcılara güven, vatandaşlara öngörülebilirlik ve devlete mali istikrar kazandırır. Bu da ekonominin uzun vadeli büyüme potansiyelini güçlendirir.

Ekonominin rotası, ancak pusulası doğru ayarlandığında istikrara kavuşur; o pusulanın adı da koordinasyondur.

ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar