Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Eylül 2025 dış ticaret endeksleri, ihracat fiyatlarının artmasına karşın miktarlarda gerileme yaşandığını, buna karşın ithalat miktarının belirgin şekilde arttığını gösterdi. Veriler, küresel talep koşulları, emtia fiyatlarındaki oynaklık ve döviz kurundaki dengelenmenin dış ticaret yapısında farklı yönlü etkiler yarattığını ortaya koyuyor.

İhracat Fiyatları Arttı, Miktarlar Geriledi
Eylül ayında ihracat birim değer endeksi geçen yılın aynı ayına göre %6,0 artarak 121,5 seviyesine yükseldi. Bu artış, ihracat mallarının genel olarak daha yüksek fiyatlardan satıldığını gösteriyor. Alt kırılımlara bakıldığında:
Gıda, içecek ve tütün grubunda birim değer endeksi %11,1 arttı,
Ham maddeler (yakıt hariç) grubunda %6,9 artış görüldü,
Yakıt ürünlerinde ise %7,1 oranında düşüş yaşandı,
İmalat sanayiinde (gıda, içecek, tütün hariç) artış oranı %5,8 oldu.
Fiyatlardaki bu yükseliş, Türk ihracatçısının özellikle gıda ve imalat sektörlerinde fiyatlama gücünü koruduğunu, ancak enerji fiyatlarındaki düşüşün dış satış gelirleri üzerinde sınırlayıcı bir etki yaptığını gösteriyor.
Buna karşın, ihracat miktar endeksi aynı dönemde %3,0 azalarak 147,6’ya geriledi. Miktardaki bu düşüş, küresel talebin zayıfladığı, bazı pazarlarda fiyat artışlarının hacim kaybına neden olduğu şeklinde yorumlanabilir.
Gıda, içecek ve tütün ihracatı miktar olarak %11,9 azaldı,
Yakıt ihracatı hacim olarak %28,9 arttı,
İmalat sanayii ürünlerinde ise miktar %3,1 azaldı.
Yani, enerji ürünleri ihracatta hacim artışına öncülük ederken, sanayi ürünleri ve gıda sektörlerinde dış talebin daraldığı görülüyor.
İthalatta Tersine Bir Görünüm: Fiyatlar Sınırlı Arttı, Miktar Hızla Yükseldi
İthalat birim değer endeksi, geçen yılın aynı ayına göre %1,7 artarak 136,0’a çıktı. Bu artış oranı, ithal mallarının fiyatlarının görece yatay seyrettiğini gösteriyor.
Gıda, içecek ve tütünde ithalat fiyatları %10,2 arttı,
Yakıt fiyatları %9,1 geriledi,
Ham madde fiyatları (yakıt hariç) %4,5 azaldı,
İmalat ürünlerinde ise artış %2,0 ile sınırlı kaldı.
Ancak ithalat miktar endeksi aynı dönemde %6,9 artarak 121,8’e yükseldi. Bu, iç talebin ithal girdiler üzerinden yeniden canlandığını, özellikle sanayi üretiminde ithalat talebinin güçlü kaldığını işaret ediyor.
Gıda ithalatı miktar olarak %10,9 arttı,
Ham madde ithalatı %3,2,
Yakıt ithalatı %6,1,
İmalat ürünleri ithalatı ise %3,5 arttı.
Bu tablo, Türkiye’nin üretim yapısında ithal girdi bağımlılığının sürdüğünü, iç talep ve sanayi faaliyetlerinin yeniden ivmelendiği dönemlerde ithalat hacminin hızla yükseldiğini ortaya koyuyor.
Mevsim ve Takvim Etkileri: İhracatta Düşüş, İthalatta Artış
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre, ihracat miktar endeksi Ağustos 2025’te 152,2 iken Eylül’de %7,5 azalarak 140,9’a geriledi. Bu, dış satışlarda bir aylık bazda keskin bir düşüşe işaret ediyor.
Takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre de ihracat hacmi yıllık bazda %6,7 azaldı.
Buna karşılık, ithalat miktar endeksi aynı dönemde %5,8 artarak 120,5’e yükseldi. Takvim etkilerinden arındırılmış yıllık artış ise %3,7 oldu. Bu durum, iç talep artışı ve üretim için ara malı talebinin ithalat kanalını canlı tuttuğunu gösteriyor.
Dış Ticaret Hadleri Güçlendi
İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine oranıyla hesaplanan dış ticaret haddi, 2024 Eylül’de 85,8 iken, 2025 Eylül’de 89,4 seviyesine çıktı.
Bu 3,6 puanlık iyileşme, Türkiye’nin dış ticaretinde birim başına kazancının arttığını gösteriyor. Yani Türkiye, sattığı malların fiyatını, aldığı malların fiyatına göre daha hızlı artırmayı başardı.
Bu durum, özellikle enerji fiyatlarındaki düşüş ve ihracat mallarının birim değerindeki artış sayesinde gerçekleşti. Ancak hacim bazında bakıldığında, bu kazancın toplam ihracat gelirine tam olarak yansımadığı görülüyor.
Genel Değerlendirme: Dengelenme Sürecinde Farklı Yönlü Dinamikler
Eylül 2025 verileri, dış ticarette “fiyat artışı – hacim daralması” dengesinin ihracat tarafında belirginleştiğini, ithalat tarafında ise “fiyat yatay – hacim artışı” eğiliminin öne çıktığını ortaya koyuyor.
Bu tablo, birkaç temel ekonomik okumaya işaret ediyor:
Küresel talep zayıflığı ve dış pazar daralması ihracat hacimlerini baskılıyor.
Enerji fiyatlarındaki düşüş, ithalat faturasını sınırlarken dış ticaret haddini iyileştiriyor.
İç talep ve üretim canlanması, ithalat miktarını artırarak dış ticaret dengesini yeniden zorluyor.
İmalat sanayii hem ihracatta hem ithalatta yön belirleyici konumunu koruyor.
Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi Eylül 2025 itibarıyla dış ticarette nispeten avantajlı fiyat koşullarına rağmen hacimsel daralma ile karşı karşıya. Bu durum, yılın son çeyreğinde küresel talebin toparlanmaması hâlinde ihracat gelirlerinin artış hızını sınırlayabilir. Ancak ithalat cephesinde fiyat avantajının sürmesi, dış ticaret dengesinde aşırı bozulmayı önleyebilir.
Kısacası, Eylül 2025 dış ticaret endeksleri, Türkiye’nin dış ticaretinde fiyat lehine bir iyileşme olsa da miktar bazında dengelenme sürecinin hâlâ tamamlanmadığını gösteriyor.

ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar