Saadet Partisi, 3 Kasım 2019 Pazar günü 7. Olağan Kongresi’ne “Gelecek, Saadet ile Gelecek” üst sloganıyla gitme kararı aldı. Uygulanan yanlış politikalar yüzünden ülkemizde, ahlaki ve manevi değerler dibe vurmuştur. Materyalist eğitim, nesilleri etkisizleştiren bir kitle imha silahı gibi kullanılmış, kehanet ve hurafeler, ilmin ve hakikatin yerine ikame edilmiştir. İktisat ve ekonomi faize, haksız kazanca, zulüm vergilerine ve israfa kurban edilmiş, helal lokma haram lokmaya boğdurulmuştur. Adalette ve hukukta keyfilik, uluslararası ilişkilerde ve dış politikada işbirlikçilik esas alınmıştır. Bu sebeple insanımız ve toplum, “gelecek” endişesine kapılmıştır. Böyle bir ortamda, Saadet Partisi’nin “Gelecek, Saadet ile Gelecek” üst sloganıyla kongreye gitmesi, hiç şüphesiz toplumun geleceğe olan ümidini tazeleyecek fırsatlar oluşturacaktır. Türkiye, siyasette ve yönetimde bir zihniyet krizi ile karşı karşıyadır ve bu yüzden kötü günler yaşamaktadır. Yaşanan bu kötü günlerin sebebi “kuvveti üstün tutan” zihniyettir. Bu zihniyeti benimseyen yönetim ve iktidarlar, temeldeki bozukluk nedeniyle milletimize saadet getiremiyorlar. Saadet Partisi’nin temsil ettiği Milli Görüş, “hakkı üstün tutan” bir zihniyete sahiptir. Hakkı üstün tutmak; emeğin hakkını vermek, yargılamada ve yönetimde adaleti esas almaktır. Bu yüzden toplumda; kutuplaşma yerine uzlaşmayı, kavga yerine barışı, çatışma yerine diyalogu, çifte standart yerine adaleti, üstünlük yerine eşitliği, sömürü yerine adil paylaşımı sağlayacak tek partinin Saadet Partisi olduğu kanaati, her gecen gün güçlenmektedir. Toplumun her zamankinden daha fazla huzura, barışa, kardeşliğe ve refaha ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç, kin ve nefret siyasetiyle giderilemez. Sevgi ve şefkat siyasetinin temsilcisi Saadet Partisi, benimsediği ahlaki ve manevi esaslar ile aranan huzuru, barışı, kardeşliği ve refahı sağlayacak tek adrestir. Bu özelliği ile Türkiye, Saadet Partisi iktidarına muhtaçtır. “Gelecek, Saadet ile Gelecek” sloganı, bu gerçeği ifade etmesi bakımından önemli bir çıkıştır. Yanlışı söylemek, çözüm yollarını göstermek, çare var diyebilmek hidayet, feraset ve dirayet ister. Hakkı söylemesi, herkesle konuşabilmesi, uzlaşma dilini kullanması sebebiyle Saadet, “özgül ağırlığı” en yüksek parti olmuştur. Hakikati söylemenin bedeli ağırdır. Saadet Partisi, bu bedeli ödemeye hazır kadroların toplanma yeridir. Saadet kadroları 50 yıldır Adil Düzen için yürüyor. 7. Olağan Kongre ile de inşallah, iktidara yürüyüşün şahlanışını gerçekleştirecektir.
BEŞ ŞEY
Saadet Partisi, iş olsun diye kariyer ve çıkar için siyaset yapmıyor. Saadet Partisi siyaseti, bütün insanlık saadet bulsun diye yerine getirilmesi gereken bir insanlık görevi olarak görüyor. İnsanlığın saadet bulması için beş şey zorunludur. 1-Huzur, Barış ve Kardeşlik, 2-İnsan Hakları ve Hürriyetler, 3-Adalet, 4-Refah, 5-İzzet, Şeref ve Onur. Bu beş şey, saadetin esasıdır ve gerçekleşmesi için yönetimde Milli Görüş’ün benimsediği doğru hak anlayışının esas alınması gerekir. Saadet Partisi; programında belirttiği “Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya” hedefiyle iktidara geldiğinde, yürüteceği Adil Düzen ile milletimiz, huzura ve refaha erecektir. Saadet iktidarında, faizci kapitalizmin tahrip ettiği ekonomi onarılacak, halkın refah düzeyi artırılacak ve adil paylaşım sağlanacaktır. Sosyal ve ekonomik hayat, insanı merkeze alacak şekilde tekrar yapılandırılacaktır. 7. Olağan Kongre ile Saadet Partisi, bu gerçeği milletimize bir kez daha anlatmış olacaktır. Sıradanlaşan siyasi söylemlerin dışında etkileyici, gelişimci ve farkındalık oluşturan bir üslup ile tanıtım çalışmalarını sürdüren Saadet, bu kongreye “iktidara yürüyüş” havası, heyecanı, coşkusu ile illere, ilçelere ve mahallelere kadar yansıyacak güçlü bir içerikle gitmektedir. Ve “Gelecek, Saadet ile Gelecek” hakikatini gür bir seda ile haykıracaktır.
50 YILLIK YÜRÜYÜŞ
50 yıllık Milli Görüş yürüyüşünün milletimizin hafızasına kazıdığı gerçekler şunlardır: “Önce Ahlak ve Maneviyat, Oyalama Değil, Köklü İcraat, Laf Değil, Hizmet, Konuşan Değil, İnanan ve Yapan, İç Barış, Kardeşlik, Huzur, Devlet ve Millet Kaynaşması, İnsan Hakları ve Adalet, Milli, Güçlü, Süratli, Yaygın Kalkınma, Türkiye’nin Bütünüyle Kalkınması, Herkese İş, Herkese Refah, Köylüyü, İşçiyi, Memuru, Esnafı, Dar Gelirliyi Faize, Vergiye Ezdirmeyeceğiz. Uydu Değil, Lider Ülke Türkiye, Türkiye’nin Ülkesiyle ve Milletiyle Bütünlüğü ve Bölünmezliği.” Dün, bunları söyleyen ve yapan Milli Görüş, bugün Saadet Partisi’yle yoluna devam ediyor. Saadet Partisi’nin önde yürüyen bayrağı, önce ahlak ve maneviyattır. Saadet Partisi demek; ağır sanayi, milli harp sanayi, yüksek teknoloji demektir. Saadet Partisi; milli, süratli, yaygın kalkınmayı, üreterek güçlenmeyi esas alır. Talim ve terbiyede maneviyatçı eğitimi, dış işlerinde şahsiyetli dış politikayı benimser. Maddi ve manevi kalkınmayı birlikte ele alır ve yürütür. Gerçekte Saadet Partisi; düşünerek karar veren milletimizin tamamının partisidir. Milletimizin en dinamik üyeleri ise gençlerimizdir. Gençlerimiz geleceğimizdir. Gençlerin hayallerini, umutlarını ve geleceklerini en iyi koşullarda garanti altına almak, Saadet Partisi’nin önemli hedeflerindendir. Gelecek, hepimizin geleceğidir. Nimeti kendisine, külfeti de milletin sırtına yükleyen zihniyetler geleceği inşa edemezler. Paylaşımın adil gerçekleşmesini beceremeyenler, geleceğe dair umut vaat edemezler. Ancak Saadet Partisi, ilkeleri ve programıyla yaşanılabilir bir gelecek kurulabilir ve bütün kesimlerin ve özellikle gençlerimizin maddi ve manevi refahını sağlayabilir. Çünkü Türkiye’nin, “siyasal hafızası” ile en güncel, en gelişimci partisi, Saadet Partisi’dir. “Gelecek, Adil Paylaşım ile Gelecek”, “Gelecek, İlkeli Siyasetle Gelecek”, “Gelecek, Şahsiyetli Dış Politika ile Gelecek”, “Gelecek, Ayrıştırdıkça değil Birleştirdikçe Gelecek” Milletimizi yoranlar ile “gelecek” olamaz. “Gelecek, Saadet ile Gelecek”. Selam hidayete tabi olanlara.
Selam ve Dua ile