Abi düşünmeyeyim, takılayım, sarhoşluk tanrısına kulak vereyim, ateşin başında nohut yiyeyim diyorum ama olmuyor birader. Güya uygarlığın temellerinin atıldığı topraklar. Keşke züppelerden züppe bir arkadaşım olaydı da “çalsın sazlar, oynasın kızlar” ahenginde bir dal sigara için birbirimizin kafasını kıraydık. Neyse canlarım.

 Binlerce yıldır filozoflar toplumsal bağları sıkılaştıranlar ve gevşetenler olarak ayrılmıştır. Disiplinciler, dogmatikler, tanrıcılar ve benzerleri, tezleri kanıtlanamadığı için, şu ya da bu şekilde bilime düşman oldular. Şaşırmak ne mümkün! Bu insanlar yani disiplinci ekip değişmez bir biçimde mutluluğun iyi olmadığını, asalet ya da kahramanlığın tercih edilmesi gerektiğini -şimdilerde olduğu gibi- öğrettiler. Bunların bir sapık gibi insanın bilinemez yanlarına ilgileri vardı; çünkü aklın, toplumsal bağlılığa düşman olduğunu hissediyorlardı. Yaa liberalizm öyle palavradan ortaya çıkmış bir şey değildir özgürlükçü gençler. Uygarlığın taşlarını yerine koymaya başlayan Mısırlı’lar, Osiris tarafından yeryüzündeki yaşamdan dolayı sorguya çekileceklerine inandılar. Zamanımızın hastalıklı uygarlığını bu inanç üzerine kurdular. Mesela ben neden dürüst bir insan olayım? Akıl, Osiris, toplumsal bağlılık, kahramanlık ve liberalizm arasındaki ilişkiler bana bir Pers kuşkuculuğu veriyor. Toplumsal bağlar güçlü olunca ne olacak. Aklı başında cevap verecek olan varsa dinliyorum. Vakti zamanında bir insanın “Okuma oranı arttıkça oylarımız düşüyor” lafını hatırlar gibiyim. Kahramanlık nidalarının neden akıldan ve rasyonellikten uzak olması gerektiğini anlıyorsunuz dimi. Bizim gibi geri toplumlarda neden toplumsal bağlara gereğinden fazla alaka gösterilmesini ve aklın geriye itilmesini sebeblendiriyorsunuz dimi. Esasında uygarlık yalnızca öngörü-basiret işidir. Osiris‘in yargılamasına bağlı kurulan mısır uygarlığının bir küçük versiyonunu yaşıyoruz. Ha ölüm sonrası kaygısı ha emeklilik yıllarında rahat yaşama kaygısı. Disiplin, toplumsal bağların güçlü olması, günahtan kaçınma ve kahramanlık sonucunda ölümün yargılanmadan kaçma şansı vermesi. Şimdi canlarım elimizde bu tip materyaller var. Bazı sonuçlara herkes kendi varsın. Kurtulun artık şu itibarsız şarapların etkisinden. Şimdiki katlandığımız tüm acılar uygarlığın temelindeki gelecek kaygısından, gelecek için tüm acılara katlanıyoruz. Bu topraklarda neden sürekli savaşa ihtiyaç var da akla ihtiyaç yok. Neden ha.

 Ya işte görüyorsunuz ne haldeyim. Kendimi, kariyerine tanrıları aldatarak başlamış biri gibi hissediyorum. Şu halde bağları gevşetelim, bahar geldi zaten. Çalsın sazlar oynasın kızlar.