İnsanlar vardır, ne güler ki gülesin, ne ağlar ki ağlayasın… Hele kimileri vardır ki, suratından “şer” akar. Sanki yüzüyle döver sizi.

Böyle davranmakla ne kazanırlar, bilemem. Belki de aşağılık duygularını tatmin ederler. Belki karşısındakilerin üzerinde egemenlik kurabileceklerini düşünürler.

Oysa hiçbir tavır, güler bir yüzden daha etkin olamaz? Güler yüz büyüler insanı. Sarar, sarmalar, gönülden bağlar sizi.

Doğduğum kentte “Çağırıkçı Mamed” diye anılan biri vardı. Çağırıkçı, bağıran çağıran demektir. Mamet de Mehmet… “İsmiyle örtüşen kişilik yapısına sahip” biriydi Çağırıkçı Mâmed.

***

Kimse sevmezdi “Çağırıkçı Mamed”i. Ama her istediğini yaptırırdı bağırıp çağırarak kurduğu otoriteyle o.

Neyse…

Konumuz somurtan değil, gülen insanlar.

Gülen insanlar güzel insanlardır. Onların sadece yüzleri gülmez, göz bebekleri de güler. Onlarla konuşmak, görüşmek, selamlaşmak güzelleştirir insan.

Bir karşılaşmanız, ayak üstü iki laf etmeniz bile bütün gününüzün güzel geçmesini sağlar.

***

Karşı karşıya geldiğimde şaştım kaldım. Karşımda gülen bir yüz, gülen bir çift göz vardı. O yüz de, o gözler de ilk kez gördüğü insana “Hoş geldiniz!” diyordu. “Buyurun oturun lütfen… Size nasıl yardımcı olabilirim?...”

Ben bu yüzü, bu gözleri bir yerden tanıyordum. Bir akrabam kadar yakındı bana. Kimdi? Nerede karşılaşmıştık. Bir yakınlaşmamız olmuş muydu?

Hafızam gerilere götürdü beni. O bir anlık ayak üstü duruş sırasında kim bilir kaç film karesi gelip geçti gözlerimin önünden?...

Nasıl anımsayabildim bir anda bütün bunları! Kendimi seviyorum, hafızamı seviyorum… Aferin bana.

***

İnsanlar vardır, kendilerini bir masanın gerisindeki koltuğa oturmuş bulunca, öyle değişir, öyle kabarırlar ki, sanırsınız küçük dağları kendisi yaratmıştır.

Dostlarını bile tanımaz. Sanki oraya onu yurttaşların işlerini kolaylaştırsın” diye koymamışlar, aksini yapsın, diye koymuşlar.

Bu hava ona ne kazandırır.

Aşağılık duygusunu tatminden özge hiçbir şey kazandırmaz.

Bu terbiyeyi alamayanlara yazık…

***

Günlerinizi gülen yüzlerle başlatsın dostlarınız. Siz de gülümseyin lütfen onlara. Şuna, buna, herkese…