Her sesi duymak zorunda hissetmeyen insan, sessizliğin kıymetini bilen insandır.

Çünkü o bilir ki herkesin sözü, her yankı hakikat değildir. Kalabalığın içinde, her fikri tartmadan dinlemek yerine kendi iç sesine güvenmeyi öğrenmiştir.
Kendi karar verme kapasitesine güvenmek, bir tür olgunluktur. Bu gücü, dış dünyanın onayından değil, iç dünyanın dinginliğinden alır. Kendi pusulasını tanıyan kişi, yönünü başkalarının parmak izleriyle değil, kendi sezgisiyle çizer.
Olgunluk, her sese kulak vermek değil, hangi sesin gerçekten sana ait olduğunu ayırt edebilmektir. Çünkü bazen en yüksek ses değil, en doğru ses sustuğunda duyulur.
Ve bir gün anlarsın…
Kendine inandığında, dünyanın sesleri seni yönlendiremez. Çünkü artık senin kendi pusulan vardır. Dışarının gürültüsüne değil, içinin rehberliğine güvenirsin.
Gerçek olgunluk, herkesin sesine kulak vermek değil; kendi iç sesini susturmadan yaşayabilmektir.