Türkiye’de inşaat sektörünün maliyet yükünü gösteren en kritik göstergelerden biri olan İnşaat Maliyet Endeksi (İME), Ekim 2025 itibarıyla hem yıllık hem aylık bazda artmaya devam etti. TÜİK’in yayımladığı son verilere göre endeks yıllık %22,57, aylık ise %0,98 oranında yükseldi. Bu oranlar, önceki yılın dönemlerinde görülen sert artışlara kıyasla belirgin bir yavaşlama işaret etse de sektörün hâlâ yüksek maliyet baskısı altında olduğunu ortaya koyuyor.

Malzeme-İşçilik Makasının Açık Kalması Çarpıcı

Ekim 2025’te inşaat maliyetlerini belirleyen iki temel unsurdan malzeme yıllık bazda %18,68, işçilik ise %30,49 arttı.

Bu fark, son yıllarda giderek belirginleşen “işçilik maliyeti enflasyonu” trendini teyit ediyor.

Türkiye’de asgari ücret artışları, sektörde nitelikli işgücü eksikliği, genç nüfusun inşaata yönelme isteğinin azalması ve göçmen işgücü arzındaki dalgalanmalar, işçilik maliyetlerinin malzemeye kıyasla daha hızlı artmasına neden oluyor. Şantiye şeflerinden müteahhitlere kadar geniş bir kesim, “malzeme fiyatları bir noktada stabilize oluyor ama işçilikte geri dönüş yok” yorumunu yapıyor. Bu nedenle işçilik maliyetlerinin yıllık %30’un üzerinde seyretmesi sektörde maliyet dengesizliklerini büyütüyor.

Bina Yapımında Maliyet Artışı Görece Dengeli

Ekim verilerine göre bina inşaatı maliyet endeksi yıllık %22,29, aylık ise %0,95 arttı.
Malzeme endeksi aylık %1,18 artarken işçilik endeksi %0,55’lik nispeten daha sınırlı bir yükseliş kaydetti.
Ekonomistler, bina inşaatında maliyet artışının nispeten daha kontrollü seyretmesini iki nedene bağlıyor:
Konut talebindeki yavaşlama, müteahhitlerin daha agresif fiyatlamaya geçmesini engelliyor.
Bina inşaatı için kullanılan malzemelerdeki ithal bağımlılığı, kur etkisinin 2025 boyunca daha sınırlı olmasından dolayı daha düşük baskı oluşturdu.
Yıllık malzeme artışının %18,42’de kalması da bu tabloyu destekliyor.

Bina Dışı Yapılar: Kamu Yatırımları Maliyeti Yukarı Çekiyor

Ekim 2025’in en dikkat çekici sonucu, bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksinin yıllık bazda %23,48 ile genel endeksin üzerinde bir artış göstermesi oldu. Aylık artış ise %1,05.

Bina dışı yapılar; otoyollar, köprüler, limanlar, enerji tesisleri, barajlar gibi yüksek mühendislik içeren altyapı projelerini kapsıyor. Bu tür projelerde:
Kullanılan çimento türevleri ve metal bileşenler daha pahalı,
İşçilik daha nitelikli,

Lojistik ve makine parkı daha maliyetli.

Bu nedenle maliyet artışlarının bina dışı projelerde daha yüksek gerçekleşmesi şaşırtıcı değil.

Ayrıca 2025’te özellikle enerji yatırımları, yeşil dönüşüm altyapıları, raylı sistem projeleri ve bölgesel kalkınma yatırımları hızlandı. Bu durum, bu segmentte maliyet artışını tetikleyen ek bir talep baskısı yarattı.

Bina dışı yapılarda işçilik maliyetinin yıllık %32,46 artması, nitelikli işgücü eksikliğinin en yoğun olduğu alanın bu segment olduğunu da ortaya koyuyor.
Maliyet Artışları Neden Yavaşladı?

İnşaat maliyetlerindeki artışın 2022–2023 dönemindeki %70–%100 bandındaki sert yükselişlere kıyasla belirgin şekilde yavaşlamasının birkaç makroekonomik nedeni bulunuyor:

1. Döviz kurundaki stabil görünüm

2025 yılında kur artışının kontrollü seyretmesi, özellikle ithal girdi bağımlılığı yüksek olan demir-çelik, alüminyum, plastik bazlı malzemeler ve bazı yalıtım ürünlerinin maliyet artışını sınırladı.

2. Küresel emtia fiyatlarındaki gevşeme
2024 sonunda düşüşe geçen inşaat çeliği, bakır ve bazı hammaddelerdeki fiyat normalleşmesi Türkiye’ye de olumlu yansıdı.

3. Konut talebindeki soğuma

2025 yılında hem yüksek kredi faizleri hem de talep ertelenmesi nedeniyle konut satışları geriledi. Bu durum, malzeme fiyatlarında aşırı talep kaynaklı sıçramaların görülmesini engelledi.

4. Firmaların stok yönetiminde disiplin

Son yıllarda volatiliteye karşı tedbir geliştiren inşaat şirketleri, stok maliyetlerini kontrol eden, daha kademeli satın alma stratejilerine yöneldi. Bu, maliyetleri doğrudan olmasa bile dolaylı biçimde dengeliyor.

Sektör İçin Sonuçlar: Yavaşlama Var, Ama Baskı Bitmedi

• Kârlılık oranları düşüyor
Maliyet artışları enflasyona kıyasla düşük kalsa bile konut fiyatlarında artışın yavaşlaması, müteahhitlerin kârlılığını aşağı çekiyor.

• Küçük müteahhitler zorlanıyor

Özellikle işçilik maliyetlerindeki hızlı artış, sermaye gücü sınırlı küçük işletmeleri daha fazla etkiliyor. Birçok bölgede küçük ölçekli firmalar proje durdurma veya erteleme yoluna gidiyor.

• Kamu projelerinde bütçe baskısı
Bina dışı yapılar segmentindeki maliyet artışının yüksek seyretmesi, 2026 yılı kamu yatırımları bütçesinde revizyon ihtimalini artırabilir.

• Konut fiyatları üzerinde sınırlı ama süren yukarı yönlü risk
Maliyetlerdeki artış hızı azalmış olsa da tamamen durmadı. Bu nedenle konut fiyatlarında 2026 yılında maliyet kaynaklı ılımlı artış eğilimi devam edebilir.
Sonuç

Ekim 2025 verileri, Türkiye inşaat sektörünün maliyet baskısının nispeten yavaşladığını ancak hâlen yüksek seyrettiğini gösteriyor. Özellikle işçilik maliyetlerindeki güçlü artış trendi, sektörün önümüzdeki dönemde izleyeceği yolu belirleyecek önemli bir kırılma noktası olarak öne çıkıyor. Malzeme fiyatlarındaki istikrar olumlu bir görünüm sunsa da bina dışı yapılar ve nitelikli işçilik gerektiren projelerde maliyetler yüksek kalmaya devam edecek.
İnşaat maliyetlerindeki bu tablo, sektörün 2026’ya hem temkinli hem de dikkatli bir maliyet yönetimiyle gireceğine işaret ediyor.

ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar