Enver Paşa…Ülkeyi savaşa sürükleyen, Alman hayranı,  I. Dünya Savaşı sonrası ülkeyi zor günlerinde terk eden, Sarıkamış olayının sorumlusu…

Öncelikli olan vatan hainliği kavramıdır. Nedir vatan hainliği? Vatanını sevmemek mi, bilerek ve isteyerek ülkesini satmak mı? Kendi ülkende başka güçlerin çıkarları için çalışmak mı? Enver Paşa, ben bu ülkeden nefret ediyorum diyerek ülkenin sonunu getirmek için çalışmadı elbet.O her zaman vatanını düşündü. I. Dünya Savaşından önce de sonra da hep vatan için mücadele etmek istedi. Kurtuluş mücadelesi başladığında Anadolu’ya gelmek istedi. KafkaslardaTürkler için mücadele etti ve bu uğurda savaşarak öldü. Ancak tez canlıydı, heyecanlıydı, aceleciydi. İşte bu mizaç, Türk milleti için cepheden cepheye koşmasına rağmen yanlışlarıyla anılmasına yol açtı.. İktidardayken ülkenin geleceği adına büyük kararlar aldı. Bu kararlar da Osmanlı’nın çıkarlarını ne kadar düşündü? II. Abdulhamit’in müttefik olmak istemediği, reddettiği Almanya’ya neden yanaştı? Koskoca bir imparatorluk adına karar alıyorsunuz ve bunda sadece basit bir hayranlık etkili oluyor.Üstelik bu karardan ne padişahın ne hükümetin ne de ordunun haberi var.

Enver Paşa’nın amacı, Osmanlı’nın kaybettiği toprakları geri almak ve Orta Asya’da Türklerin yaşadığı yerleri ele geçirip Turan idealini gerçekleştirmekti. Sorun şu: Osmanlı İmparatorluğu’nun en tepesinde olup ordusunun gücünün farkına varamaması, son iki yüzyıl Osmanlı’nın uluslararası konumunu görememesi kısacası boş hayaller peşinde koşması. Hayallerini gerçek sanması. Hayaller güçlü, hayatlar ölüydü.

Enver Paşa 20. Yüzyılda Osmanlı’da tarihin akışını değiştirebilecek bir kudrete sahipti. O bu kudreti kullandı ve tarihimizi değiştirdi. 32 yaşında Osmanlı’ya neredeyse tek başına hükmetti. Elbetteki hırsları hataları olacaktı, oldu da. Kanuni’nin dediği gibi ‘’Saltanat dediğin cihan kavgasıdır.’’ Rakip istememesi, tek başına otorite sağlamak istemesi doğaldı. Bunu yapan bütün liderler gibi o da zamanı gelince hatalarının ceremesini çekti. Çok genç bir yaşta İmparatorluğa hükmetme erki onda bazı tarihsel gerçekleri görme konusunda gözlerine perde indirdi. Almanların onu ön plana çıkarması ve gereğinden fazla yüceltmesi Enver paşa’da sınır ötesine de hükmedebileceği inancını doğurdu. Sahip olduğu güç koşulsuz başarı isteklerine yol açtı. Almanlara duyduğu hayranlık ve Almanların padişahtan ziyade onu muhatap olması nedeniyle her koşulda sadece Alman çıkarlarını, Alman memnuniyetini hedeflemeye başladı. Bu Alman dostluğunu o kadar abarttı ki Alman komutanlar bile Türk ordusunu felakete sürüklemesine tepki gösteriyordu. 

Savaşlar için basit planlar yapamazsınız. Her şey ama her şey savaşın gidişatını değiştirebilir. Sarıkamış olayı işte bu hırs, basit plan ve gerçeğe dayanmayan ideallerin faturasıdır. Enver Paşa’nın aşırı hırsı ordusundaki eksikleri, ülkesinin durumunu görmesini engelledi. Avrupa’nın gerisinde kalmış, son üç yüzyıl Avrupa karşısındasönük kalmış geri çekilen bir devlete ve talimsiz, bölünmüş bir orduya hükmettiğini hesaplarına katmadı. Hayalleri büyük ve kutsaldı. Gerçekleşseydi süper olurdu.  Ordusundaki komutanların uyarılarını dinlemedi, sonuç hüsran oldu.

Turan ideali olan bir komutanın temel ordusunun komutasını başka milletlere teslim etmesi ise hayret ettiğim ve kendimce açıklama getiremediğim bir konudur. Enver Paşa yaşasaydı ona soracağım ilk soru bu olurdu.