Eşsiz enva-i nimetin ve ihsanatın emanatçisi, yeryüzündeki muhteşem hizmetin muhattabı ve nice istidat,yetenek ve dehaya sahip, şerefli bir halife olan insan...! Hiç şüphesiz kendini tanımalı ve kendisinin la- akal bir varlık olmadığını bilmelidir.
Zira Rabbi Rahim'in ahseni takvim üzere yarattığı ve bütün mahlukatı emrine verdiği şerefli bir halifeye kendini tanımak, kendine inanmak ve elde etmek istediğini başarmak yakışır. Çünkü insanın himmeti dağları deler. Muhteşem insan neyin tahayyülatını kurarsa, çalışarak hayallerinin fatihi olur.
İşte Allah istediğimizi başarmayı fıtratımıza koyup, azim, sabır, sebat ve düzenli bir disiplinle, kendimizin yapacağına inanarak azmederiz ve nihayetinde neticeye olumlu şekilde ulaşırız.
Aksine kendine inanmayan bir insan başarılı olamaz. Her şey inanmakla başlar. İnanmak beynimizin yöneticisidir. Biz kendimize inandığımız vakit, herkes bize inanacaktır.
Dünya da binlerce mağlubiyete rağmen kazanmayı düşünen ısrarcı kişiler dünyanın en başarılı insanlarıdır. Onlar fakirliği, yokluğu umursamadan, imkansızlığı mümkün hale getirip zirveye çıkarlar. Bu muhteşem başarıyı, rahatlarını terk edip belirlemiş oldukları hayalleri üzerinde azimle yürümeye ve kendilerinin bunu başaracaklarına inanmalarına borçlular. İşte kendine inanmış ve başarmış kişileri örnek verirsek, bir kaç başarı hikayesine göz atarak bunu kendimize daha iyi pekiştirip, biz de isteyip, cesaret gösterdikten sonra elde edemeyeceğimiz bir şey olmayacağını görmüş olacağız.
Mesela ilk buharlı gemi yapan robert fulton;
Robet fulton ilk buharlı gemi modeli üzerinde çalışırken, arkadaşları onu, 'gerçekleşmesi imkansız' diyerek teorisinden vazgeçirmeye çalışmışlar; buharlı gemi yerine, yelkenli gemilerin hızını ve randımanını artıracak bir cihaz geliştirmesini istemişlerdi. Fulton:
-Hayır olmaz, gelişmek için dış kaynaklara dayanan bir şey beni ilgilendirmez. Güç, o şeyin kendi içinden gelmeli, dedi ve fultonun buharlı gemiyi icat etmesini netice vermiştir.
Yine fahri kainat efendisi Hz. Muhammet sav hendek savaşı gününde, sahabelerin önlerine son derece sert bir kaya çıkmasıyla peygamberimiz; 'hendeğe ben ineceğim' deyip aç halde karnına taş bağlayarak üç gün müddetle hiç bir şey yemeksizin eline kazmayı alarak sert kayaya vurup, un ufak ederek; 'size zaferin, fethin kapılarını garantiliyorum demiştir. Aç halde inançtan gelen azmin başarısıydı. Bu ve bunun gibi başarı hikayeleri çok fazladır.
Bunları kendimize rehber edinip muhteşem, donanımlı bir varlık olduğumuzu ve istediğimizi başarabilme yeteneğimizin olduğunu hatırlarsak hayatımızın değiştiğini mucizevi şekilde seyrü temaşa ederız...
Hiç bir yenilgi insanı pes ettirmemeli...