Öncelikle şunun bilinmesini isterim.
Ben kesinlikle fakir fukaraya yardıma karşı bir insan değilim. Aç kalıp dilenmeyi kendine zül sayan, utanan gerçek fakire can kurban.
Elimden geleni yapmazsam namerdim.
***
Geçtiğimiz ay içinde, “DESTEKLEMEK DOĞRU MU?” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Ve yazıma:
***
Namaz bitti. Cemaat çıkmaya hazırlanırken imam efendi:
“Muhterem müminler, camimizin kapısında iki bayan duruyor. (bayanlar caminin içindeler) Bu bayanlar Suriye den gelen bizim din kardeşlerimiz. Yardımlarınızı bekliyorlar.
Lütfen kimse boş geçmesin. Gönlünden kopan bir şeyler versin”
Hayda!...
Diye başlamışım…
***
Devamla:
“Devletin verdikleri yetmeye bilir. Ama siz bu devletin ve milletin verdikleriyle idare etmek, geçinmek mecburiyetindesiniz.”
Demişim...
***
“Sizleri dindaşımız diye, mağdur olmuş insanlar (gayrı Müslim de olabilir) diye; sıcak aş, ekmek, yatacak yer veren bu millete, halka minnetle teşekkür etmelisiniz.”
Dilenerek değil…
Diyerek devam etmişim.
***
“Bu tip dilenen insanlara din adamlarımız dilenmelerine müsaade ederek yardımcı olmamalılar. Aksine bu tür müracaatlara şiddetle karşı çıkmalılar.
Yaptıklarının yanlış olduğunu münasip bir lisanla anlatmalılar.
Israrları halinde de, durumu bildirilmesi gereken mercilere bildirmeliler.
Demişim.
***
Yazımın çıktığı gün gazetemizde de şöyle bir yazı çıkmıştı:
“Suriye de iç savaş devam ederken Türkiye ye sığınan sığınmacılara, yurdun farklı bölgelerinden ve ülke dışından yardım gelmeye devam ediyor.
Dün de ABD Uluslar Arası Kalkınma Ajansı (USAID) heyeti, Suriyeli öğrencilere kırtasiye yardımında bulunurken, Katar dan da Gaziantep’e bir uçak dolusu yardım malzemesi geldi.”
Peki, bu insanlar neden dileniyorlar?
***
Dört beş gün önce ne yazık ki, yine aynı olayı yaşadık.
***
Yine imam efendi:
“Muhterem Müslümanlar, camimizin kapısında bir kadınla kızı durmakta (kadın ve kızı yine caminin içindeler) ve yine aynı teraneler: bu ana kız Suriye den gelen din kardeşlerimiz. Lütfen bir şeyler vermeden geçmeyelim.”
Hayda!
***
Bizde:
“Ver yiyeyim, ört yatayım, canımın çıkmasını çok beklersin.” Gibilerinden bir söz var.
Yedirelim, içirelim, elimizden geleni fazlasıyla yapalım bir de dilensinler!
Olmaz beyler, olmaz!