İlk bakışta karşınızdaki insana ne kadar dikkat ediyorsunuz? Göz rengine, kıyafetlerine , ayakkabısına hatta küpelerine bakıyor musunuz?
Baştan aşağı tabiki insanları oturup inceleyemeyiz. Dikkatimizi çeken şeylere karşı açılan gözlerimiz yolunu buluyor zaten.
Peki dikkatimizi ne çekiyor?
Küpe seviyorsak ilk baktığımız şey, karşımızdaki insanın kulağı olur. İlgi alanlarımız dışında bir de kendimizde olmasını isteyip, başkasında gördüğümüz şeyler vardır. Burun mesela.
Kimisi burnunun büyük olduğundan şikayet eder ve ne zaman küçük burunlu biriyle karşılaşsa ilk baktığı yer burun olur. Bireyleri incelememiz aslında kendimizi incelemekten geçer. Kendimizi iyi tanıyorsak, yeni tanıştığımız bir insanın bize göre dikkat çeken kısımlarını saniyeler içinde fark edip beynimize kazıyabiliriz. Çok bariz görünen özelliklerin yanı sıra kendimizi tanımlayan özellikleri görmek daha kolay olur.
Daha kolay olabilecek şey ise insanları incelemeyi bırakıp kendimize bakmaktır. Böylelikle de dikkatimizi çeken tek şey karşımızdakinin bizimle aynı olan özellikleri değil de, bizimle farklı olabilecek düşünceleri olur.
Düşüncelerimiz, yorumlarımız, olaylara bakış açımızdır bizi farklı yapan. Burnumuzla ön plana çıkmak yerine düşüncelerimizle ön plana çıkmak daha mantıklı değil midir?
İnsanlarda beğendiğimiz özellikler tabiki olacak ama en başa koymamız gereken şey, o insanın içindeki duygular, düşüncelerdir. Ve bu doğrultuda birbirimize katabileceklerimizdir...