Merhum Ecevit son kurultayda, Zeki Sezer’e DSP’yi teslim ederken bayrağı da bizlere emanet etmişti. DSP’yi yeniden iktidara taşımak için yola çıktık, ancak 2007 seçimleri öncesi kalleşliğe uğradık. Birileri öyle bir plan yapmıştı ki, önüne geçmek imkansızdı. Çünkü yapılan plan içinde yok edilmek istenen bir düşünce vardı. Bunun üzerinden geçen iki yıl sonra yerel seçim 2009’da yine kalleşlik ve bu seferde ihaneti yaşadık. Seçim sonrası istifa ettirilen Zeki Sezer ve parayı verenin düdüğü çaldığı genel başkan adaylığı, oynanan oyunun ikinci sahnesi sergileniyordu. Amaçları DSP’yi yok etmekti. Burada amaçlarına ulaştılar.  Çünkü kalleşlik ihanet artık kol kola yürümeye başlamıştı. İşte bunu görerek 2010 da artık bu ülkede siyasetin yapılamayacağına   karar verdim. Çünkü makam koltuk çıkar ön plana çıkmış, fikir düşünce kalmadığına inandım ve siyaseti bıraktım. Şu an ülkede yaşanan olaylar ve seçimler onu gösteriyor ki artık her şey çıkar olmuş. Siyasi düşünce kalmamış. Ülke halk önemli değil düşüncesi yer almış.  İhanet kalleşlik kol kola, silahsız işgal ya da inanç din değil menfaat ön plana çıkmışsa, artık sözün bittiği yerdeyiz.