YOK, BÖYLE BİR ŞEY!
Sakın ola…
Ben kendimi bu beladan gerektiği şekilde korudum, kamufle ettim, izole ettim, karantinaya aldım…
Onun için ben bu “beladan yırttım” diye bir yanlışa kapılmayalım!
Böyle bir yanlış, baştan savmacılık Allah korusun yeni bir felaket zincirinin oluşmasına yol açar!
Dikkat!
Tedbir… Tedbir… Tedbir…
Fiziksel mesafe – denen o ki; sokaktan geldiğin vakit, her ne hal olursa olsun; hane ahalisiyle (gerekli dezenfektasyon yapmadan) temas etme.
Ve de sokakta, kalabalık bir mekânda karşılaştığın en yakınınla dahi tokalaşma, sarılıp öpüşme, aranızda en az bir metre mesafe olsun…
Aman temizliğe azami dikkat – yine denen o ki; herhangi bir şeye dokunulduğunda, eller sabunla tam olarak yıkansın.
Özellikle, çalışmak mecburiyetinde olanlar, iş dönüşü ilk iş olarak üzerindeki giysileri çıkartarak bir duş alsınlar ki; mutlaka buna imkânı olamayanlar vardır, giysilerinin dışında, açıkta olan tüm azalarını; elleri-ayakları, kafalarını (göz-burun-kulak) bol bol yıkasın…
Ve… Herkesin dikkatinden kaçan bir husus:
Pazardan ya da herhangi bir marketten aldığımız yiyecek-içecekleri, konmaları gereken yerlere koymadan önce iyicene yıkayalım…
Ve… Pazardan, marketten aldıklarımız, şunu bunu koyduğumuz poşetleri derhal ters çevirerek çöpe atalım…
Daha sonra gerek olur, ya da çöp koyarız demeyelim…
Sabır… Sabır… Sabır…
Bu beladan en az hasarla kurtulmanın tek yolunun yukarıdaki önlemelerle beraber sabırla; şunları yapalım, aman bunları yapmayalım gereklerine harfiyen uyalım…
Hani atalarımız ne demişler:
“Sabrın sonu selamettir.”
Selamete ermek için: Olabildiğince temizliğe dikkat edeceğiz, sevdiklerimizle olabildiğince yakın temastan kaçınacağız…
Ve de sabırlı olacağız!