Çocuk istismarı ve ihmali,
“ana baba ya da bakıcı gibi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen ya da kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerin tümüdür”.
Dünya sağlık örgütü çocuk istismarını
"Bir yetişkin tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan ve çocuğun sağlığını, fizik gelişimini, psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlar" olarak tanımlamaktadır.
İstismar fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismar gibi farklı biçimlerde ortaya çıkabilir.
Değişen hayat tarzı, kültürel yozlaşma, gelişen iletişim araçları, şehirleşme, maddeye değer verme gibi çağımızın hastalıkları ve değişen değerleri sebebiyle insanoğlunda var olan hastalıklardan bazıları azacak ortamı rahatlıkla bulabilmektedir.
Son zamanlarda basın yayında sıkça yer alması sebebiyle bu konuya ilgimiz arttı haliyle. Yeni bir kanun bile çıkmak üzere bu konuda.
Hadımlaştırma diye tabir edilen testesteron hormonunu azaltarak bu davranışın ortaya çıkmasını engellemeyi amaçlayan bu tedavi ile çare aranmaktadır.
Öncelikli olarak bu davranışın ortaya çıkmasını engellemek asıl amaç olmalıdır. Bu kişilerin bir kısmının da çocukluklarında cinsel tacize uğramış olduklarını düşünecek olursak, genel aile, toplum sağlığı ve sağlıklı ortamı sağlıklı kişilerin yetişmesine imkan sağlar.
O sebeple aslında herkes her şeyden sorumludur.
Çocuk istismarı hakkında genel bazı bilgileri şöyle araştırdım:
* Çocuk istismarı, fiziksel, ruhsal, cinsel istismar ve çocuk ihmali şeklinde sınıflandırılmaktadır.
* Fiziksel istismar açıktan gözlenebilmekte iken diğerleri için dikkat gerekmekte v e bunların hepsi bir arada da olabilmektedir.
* 18 yaşına gelene kadar kızları %12-25 i, erkeklerin %8-10 u cinsel istismara uğramaktadır.
* İstismarı yapan kişiler genellikle tanıdık, yakın çevreden olmaktadır.
* Çocukların çok olduğu alanlar, okul, kreş, spor sahaları, kurslar gibi yerlerde çok gözlenmektedir.
* Pedofilik kişiler çocuklara yakın olabilmek için ilgili meslekleri ve iş ortamlarını tercih ettiklerinden çalışan kişiler seçilerek işe alınmalıdır.
* Çocuğa vücudunun özel olduğu, mahrem bölgelere kimsenin bakamayacağı, dokunamayacağı öğretilmelidir. Böyle bir durumda bağırması, kaçması gibi alternatif davranışlar anlatılmalıdır.
* Çocuklara haddinden fazla "iyi" ve yakın davranan kişilere dikkat edilmelidir.
* İstismara uğrayan çocuk aslında bazı ipuçları verir, durumu kendince ifade eder, ancak büyükler bunu anlamayabilir veya anlamak istemez. Çocuk, bazı ortamlardan, kişilerden kaçınıyorsa sebebi araştırılmalıdır. Söyledikleri dikkate alınmalı, direkt ifade etmese bile sözleri önemsenmelidir, üzerinde düşünülmelidir.
* Cinsel istismara uğrayan çocuklar, çiş kaçırma, dışkı kaçırma, karın ağrısı, uyku bozuklukları, fobik tepkiler götürebilir. Doktora başvurabilir. Bu durumlarda taciz atlamamalıdır.
* Yaşından büyük cinsel bilgi, genital bölge ile fazlaca meşguliyet cinsel istismarla ilişkilendirilebilir.
* Yaşı büyük çocuklar küçüklere merak saiki ile taciz davranışında bulunabilir. Aynı yaşıt çocukların birbirinin cinsel organına bakması taciz sayılmaz. Belli yaşlarda merak edilerek yapılan bu bakma durumu normal kabul edilebilir.
* Ebeveynler genellikle daha fazla örselenmemek için örtbas etme eğiliminde olmaktadırlar. Ancak bu durum sapkın kişilerin davranışlarını devam ettirmeleri için iyi bir fırsat oluşturmaktadır. İnsanların utanma ve ayıp duyguları onlar için iyi bir devam fırsatına dönüşmektedir. Ancak, bildirim zorunluluğu olursa bu durumun kontrolü daha rahat sağlanabilir.
* Bu durumla karşılaşan çocuk derhal, yıkanmadan, üstü başı değiştirilmeden doktora götürülmeli, duygusal dünyası göz önünde bulundurularak, deliller kaybedilmeden toplanmalıdır.
* Gerekenler yapıldığında, yapanlar cezalandırıldığında travma hafiflemektedir.
ÇOCUKLARIN BİZLERE EMANET OLDUĞUNUN BİLİNCİNDE OLAN BİR KÜLTÜRÜN İNSANLARINA NE OLDU!
ETRAFA BİRAZ DAHA DİKKATLİ BAKALIM NE OLUR!