Hani bazen Türk filmlerinde seyrettiğimiz hayal ürünü  olaylardan esinlenerek yapılan dizi ve filmlerle halkı aldatırcasına yaşattıkları maceralar gibi, ülkemizi yönetenleri Ortadoğu ,Kafkaslar,Asya ve Afrika’ya kadar uzanan,bazı ülkelerin sorunlarına el atmakla  sanki dünyayı bazı güçlerden veya uzaydan gelen yaratıklardan korumak için rol almışlar.

Ancak, hangi ülkeyle dost olmuş. O ülkeyle bazı bağlar geliştirmeye başlamışlarsa her nedense o ülkelerdeki ayaklanmalar ve başkaldırılar sonrası katliamlar yaşanmış. Kendilerini Osmanlının devamı olarak görenler,  Osmanlı gibi yedi düvele hükmedeceklerini sanmışlar. Özelliklede padişah ile dış işler Nazırı kavuklu Sadrazam paşanın, özellikle orta doğuda, başlattığı seri seferler sonrası, sucsuz günahsız ve bu güne kadar Türkiye ile dostane  ticari ilişkiler içinde olan ülkelerdeki isyanların başlaması ile sanki o ülkelerde insanları çarmığa geriyorlar. Onları kurtarmak için, Osmanlı ordularını halkın güvenliği için göndermeye kalkıyorlar.

Bilakis, şu an müdahale edin dedikleri ülkeler ve insanlar geçmişteki Haçlı orduları olduğu gibi,yıllarca çok ülkede egemenlik sömürü süren ülkeler, olduklarını unutmuşlar. Bu gün İngiliz, Fransız, Amerikan, üçlüsünün, orda doğudaki yedikleri naneleri, dünyayı kurtarmak isteyenlerin ortak oldukları vahşetlere gözü kulağı,azıcıkta okuma yazması olanlar ,kafasını kaldırıp gündemi takip etsinler.

İşte  bu dış ülkeler için birde kendi ülkemizdeki olaylara bir bakın.Ekonomi , savunma ve insanların yaşayış tarzı  insanlar deyince halkın %68, geriye kalanlar dünyayı kurtarmak isteyenlerin dublörleri oldukları için,onlara fark etmiyor.