Düşün
Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon bunun için bir duvarı yıkar.
Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında ufak bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken, orada dışarıdan gelen bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görür.
Adam bunu gördüğünde kendini kötü hisseder ve aynı zamanda meraklanır, kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi görünce.
Muhtemelen bu çivi on yıl önce, ev yapılırken çakılmıştı.
Peki, nasıl olmuş da kertenkele bu durumda hiç kıpırdamadan on yıl boyunca yaşamayı başarmıştı?
Karanlık bir duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan on yıl boyunca yaşamak çok zor olmalı.
Böylece adam çalışmayı bırakır ve kertenkeleyi izlemeye başlar.
Sonra nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele gelir ağzında bir yiyecekle.
Adamı sersemletir gördüğü manzara. Bu nasıl bir sevgi? Ayağı çivilenmiş kertenkele on yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmektedir
Kalbinizdeki sevgiyi asla öldürmeyin, sizi sevenleri asla terk etmeyin!
////
H
ACIYOR
Mutsuzlukdan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor
Biz giz dolu bir şey yaşadık
Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak
En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup da
öteden beri yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi
sevgim acıyor
Yazık sevgime diyor birisi
Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar
Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
İlkbahar geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse
Eylül toparlandı gitti işte
Ekim filanda gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar
Turgut UYAR
////
Gülümse
Nereden bildin?
Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri, bir gün balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır.
-“Pardon. Ben neredeyim acaba?” diye sorar.
– “Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin” der adam. Yönetici sinirlenir:
-“Sen mühendissin değil mi?” diye sorar.
-“Evet.” der adam. “Nereden bildin?”
–“Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100 doğru fakat hiç bir işime yaramıyor.”
-“Sen de yöneticisin değil mi?” diye sorar Adam.
-“Evet sen nereden bildin?”
–Adam “Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim suçum oldu.”
///
Kulağına küpe olsun
'Yanlış kişiden samimiyet beklediğin an, kırılıyorsun.'
Dostoyevski