ABD'nin demokrasi getireceğim diye müdahale ettiği ülkeler Irak, Afganistan gibi buralarda silahlar bir türlü susmuyor. Her gün ölüler ve patlayan bombalar, buralarda bu güne kadar beraber yaşamış insanlar birbirine düşman kesilmiş, hani demokrasi bu mu?
ABD gibi, AKP'nin de ileri demokrasiden bahsederek, bu gün ülkede insanların din, ırk ve terör yüzünden her gün yeni bir çatışmanın başladığı, adına ileri demokrasi demesine, bir anlam veremiyorum.
Asıl demokrasiyi, bu ülkeye armağan eden, büyük lider Atatürk, yurtta sulh cihanda sulh ilkesi ile aslında Türk ulusuna demokrasiyi armağan ederken, çeşitli din ırklardan oluşan insanların bir arada kardeşçe yaşaması gerektiğini vurgulamıştır.
Ancak aradan geçen yıllar sonrası 1954 ve 1960 yılları arası, ülkeye nifak tohumları eken, ABD'nin egemenliğini benimseyen bir iktidar, ülkeye Mareşal yardımı adı altında ABD'nin postallarını ülkeye sokarken, bazı anlaşmalarla, Türkiye bağımsız cumhuriyetini, ABD'nin egemenliği altına almasına, zemin hazırlamış oldu.
ABD'nin aldığı kararlar haricinde, tek adım atma yetkisi olmayan, bir devlet haline gelmesine meydan verenler, içişlerinden, dış işlerine, ekip biçtiğimizden madenlerimizi işletmemize kadar, hepsini de izne bağlandı.
ABD, 1974'de gelindiğinde yeniden benliğini korumaya çalışmak isteyen ülkemize karşı, yaptığı bir planla ülkeyi 1980 noktasına getirdi. Ülkede hainler tarafından kardeşi kardeşe vurduran bir karmaşa yaratmaları ile ABD'nin güdümünde hareket eden bazı güçler ülkede insanlara suçlu suçsuz işkenceler yaparken, bu gün onu asker ve polisin üzerine yıkmaya kalkıyorlar. Çünkü o gün yaşananlardan kendilerine pay çıkaranlar aslında ABD'nin uşakları ve onun emrinde hareket eden insanlardan başkası olamaz. Çünkü bu ülkenin insanları bir Kurtuluş Savaşı yaşamış dedelerin torunlarıdır. O gün sırt sırta omuz omuza vermiş ülkesi için mücadele edenlerin birbirine düşman kesileceğini tahmin edebiliyor musunuz?
1980 sonrası ve 1983 yılları arasında korku imparatorluğundan kurtulup yeni bir yönetim içerisinde yoluna devam eden ülkemiz, Rusya'dan ayrılan Türk ülkeleri ile dostluk kurmaya kalkınca yine ortaya çıkan, ABD ile içimizdeki hainler tarafından, PKK terör belasını canlandırdı. ABD 1997,98 yıllarına gelinceye dek ülkede yine her elini attığı yerde başımıza belalar açarken, ekonomimizi kurutmak kendisine muhtaç hale getirmek için ülkede olmadık krizler yaratırken belli bir kesimi de güçlendiriyordu.
O günkü kurulan DSP, MHP, ANAP üçlü koalisyon hükümetinin başında bulunan merhum, Ecevit'in ABD'yi takmayacağını görüyor, önünü kesmek için her yolu deniyordu. Hatta o gün AB'nin Ecevit'e kayıtsız şartsız AB müzakerelerine başlamak istemesinden bile rahatsız olmuş, koalisyon hükümetini dağıtmak için her yolu deneyerek istediğini elde etmişti. Ve AKP iktidarı ile başlayan, ülkedeki gelişmeler ekonomiden askeri ve ülke savunmasından yargıya kadar olan bütün kurumlar üzeride oynanan oyunlar.
Devam edecek.