Bu günlerde havalar çok güzel dostlarım. Bu güzel havalar beni mahvetti. Her şeyi bu havalarda istemeye başladım. Hafif rüzgarlı, sabah ve akşamları biraz serin, çay serinliği, uzaklardan gelen sesler ama ne olduğu pek belli değil. Bu güzel havalarda bana hep seslendiler arkadaşlarım ucuz bir şey için. Aklıma türlü türlü işleri getiren hep bu rüzgarlar.

 

  Havalar güzel dostlarım. Bir şeyleri isteyecekken hep güneşli günleri bekledim, kuşların mutluluk seslerini duymayınca olmayacak sandım isteklerimi. Hep istedim, her şeyi istedim, sahip olmak, kudretli olmaya kendini adamak, sevmek en önemlisi de sevilmeyi istedim hep. Ahh şu istekler.. neler yaptırıyor insana  değil mi? Siz hiç terk edebildiniz mi isteklerinizi? Razı oldunuz mu, teslim oldunuz mu, rıza gösterdiniz mi?

 

    Havalar güzel dostlarım. Bu güzel havalarda isteklerden vazgeçmek hiç de kolay değil diyorsunuz, duyuyorum. Ama vazgeçiniz, geçiniz ki acılarınızın en önemli kaynağı kurusun. “Ne varlığına sevinirim, ne yokluğuna yerinirim.” diyen Yunusumuz vardı bizim. İşte öyle olmak ne zor iş. Ölüm var dostlarım, yokmuş gibi istemeyin, ölmeyecek gibi yaşamayın, yaşamamış gibi ölün.

 

  Platon tavsiye isteyen çevresindekilere karşı şöyle demiş.

 

   Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır. Önemli olan; hayatta, “en çok şey”e sahip olmak değil, “en az şey”e ihtiyaç duymaktır.

 

  Bende bu güzel havalarda istemeye başladım herşeyi. Karton kapaklı kitaplarımı bu havalarda daha çok sevmeye başladım. Bu havalarda pencere ve balkondan bakmayı çok sevdim. Aklıma gelen türlü türlü özgürlük nağmelerini bu zamanlarda öğrendim. Kapalı, kara bulutlu havalarda özgür olmayı istemedim hiç. Kapalı havalarda uçan kuşları gördüğümde sinirlenirdim, bu havada uçulur mu a be aptal kuş, diye.

 

  Havalar güzel dostlarım. Bu güzel havalarda iki kelam etmek, elleri cebinde yürürken düşünmek sevdiklerini, tanımadığın birine gülmek ayrı güzel. Bu havalarda dostlarım aniden bastıran yağmur bile güzel değil midir? İşte, bende, sizler gibi bu güzel güneşli günlerde istemeyi öğrendim. Başıma gelenler hep bu istediklerim yüzünden geldi. Hiçbir şey istemeseydim hiçbir iş ile karşılaşmazdım muhtemelen. İstemek mi, istememek mi? Bilemedim ki şimdi.

 

  Bu güzel havalar bana bir şeyi daha öğretti dostlarım: kaçmayı ve saklanmayı. Bu dünyanın yalandan ve dolandan olduğunu öğrenemedin mi sen hâlâ?  İsteklerinin hep aldatmaca olduğunu daha kaç kez işiteceksin ama umursamayacaksın. Yellozlar ve et kafalılar bunları pek beğenmeyeceklerdir.

 

Her şeyi bu havalarda öğrendim. Dedim ya dostlarım beni bu havalar mahvetti.