Şehrimiz güzel görünsün diye parklarımız, ömrü 15-20 gün olan lalelerle donatılırken, cadde ve sokaklarımızdaki, işe yaramayan, görevi bitmiş elektrik direkleri kirliliğine hiç dokunulmuyor.

          Bilindiği gibi, şehrimizde dış aydınlatma (Cadde ve sokaklar) kabloları yeraltına alınmıştı. Böylece, çok çirkin ve çevrede kirlilik gösteren bir konu halledilmişti.

          Ancak, elektrik kablolarının yeraltına alınmasından bir hayli zaman geçmiş olmasına rağmen, eski elektrik direkleri hâlâ yerlerinde duruyor.

          ***

          Resimde görüldüğü gibi, sokaklarımızda boşu boşuna duran bu direkler hem çevre kirliliği yaratıyor hem de koca bir servet atıl durumda yatıyor.

          Eğer bu direkler TEDAŞ’a ait ise, elektrik bedellerini, kaçak kullananlardan tahsil edemeyip hiç ilgisi olmayanlara yüklerken, direkleri neden nemalandırmıyor?

          Eğer belediyelerimize ait ise, har vurup harman savurma niye, toplanıp neden değerlendirilmiyor, neden belediyeler için bir gelir gözü ile görülmüyor.

          ***

Zalim ve gaddar hükümdarlardan biri, bir filozofa, “Vicdan neye derler?” diye sormuş.

          Filozof, “Senin bilmediğin ve sana lazım olmayan şeye derler” demiş.

          Yazık, tonlarca demir heba olup gidiyor.

          ***

          Öğretmenevleri mahallesinde 125 metre boyundaki Meteoroloji Sokakta resimde görülen ve sokakta hiçbir işe yaramayan bu tür direklerden tam on bir adet vardır.Yalnız bir sokakta bu kadar.

          Diğer mahalle ve sokakları da nazara alırsak tonlarca demir yığını atıl bir vaziyette yatmaktadır.

          ***

          Bu direkler TEDAŞ’a mı yoksa belediyelerimize mi ait olduğunu bilmiyoruz. Sahibi kimse, sahiplense de bu kirlilik ortadan kalksa ve atıl durumda olan bir servet işe yarar hale getirilebilse!

          ***

          Bir süre daha böyle başıboş bırakılacak olursa, hurdacılar, demir testereyi ele alıp, direkleri işe yaraşır hale getireceğe benziyor.

          ***

 

                                                                                            Orhan YALKIN