HER ŞEYE RAĞMEN(14)

EL ÖPME

Bir önceki yazım da gelini kız evinden almış, oğlan evine getirmiş; gelinçiyi yapmıştık.

Şimdi sıra Antep’imizin dünde kalan neredeyse unutulan ananelerinden el öpmeye geldi.

Gerdek (zifaf) gecesinden birkaç gün sonra kız evi, okuyucuyu oğlan evine göndererek damadını, anasını babasını, yani kızlarının kaynanasını kayınbabasını ve ailenin yakın akrabalarının EL ÖPMEYE çağırırlar (davet ederler)

O davet üzerine gelin akşamdan evvel baba evine gider. Damat, kaynana kayınbaba ve diğerleri akşamdan sonra giderler.

Tabii böyle bir davete eli boş gidilmez. Mevsimin göre var olan meyveler, çerezler ve baklava götürülür.

Damat kayınbabasına bir elbiselik kumaş getirir.

Bu arada baba evine daha erken gelen gelin kocasının (damadın) yanına oturur. Biraz sonra damat kalkarak önce kayınbabasının daha sonra da diğerlerinin elini öper.

Kayınbaba damadına “el öpme hediyesi” verir. Bu bir kol saatidir, bakır bir su satılıdır, dikiş makinesidir ve daha değişik şeylerdir.

El öpme iki aile arasındaki sohbetin uzamasına göre değişir. Normalde 2-3 saat kadar sürer.

Bu arada çaylar, kahveler içilir. Meyveleri tatlılar yenilir.

Sonra iyi dileklerle misafirler oğlan evinden ayrılır.

GELİNE BAKMA

Bu da dünde kalan adetlerimizin sonuncusu.

Şimdilerde hemen hemen hiç kalmadı gibi. Oysa geline bakmanın hem geline hem de geline bakmaya gelenlere uğur getireceğine inanılırdı.

El öpme den sonra kaynana “geline bakma” gününü kararlaştırır ve eşe dosta haber gönderir.

Gelin, geline bakmaya gelenlerin kabul edileceği odada yüksekçe bir divanın özerine ya da minderin ki, buna “gelin köşkü” denir, oturur.

Kaynana odaya girdiğinde gelin kalkar o köşke kaynana oturur. O gidince gelin yeniden yerine oturur.

Gelin bakmaya tahsis edilen oda duvarlarına gelinin bütün çehizleri asılır. Gelen misafirler hem gelini kutlar hem de baba evinden neler getirdiğine bakar.

Geline bakma yalnız akrabalarla sınırlı değildir. Yabancılarda küşümsüzce girer bakar.

Evin dış kapısı devemle açıktır. O sokaktan tesadüfen geçenler:

“Beeeh… Kele bacım bu evde gelin varmış. Gelin bi gidekte bahak” der içeri girerleler.

Geline bakma uzun sürmez 10-15 dakika sürer. Gelin, geline bakmaya gelenlere kendi eliyle çay-kahve-şeker ikram eder. Misafirler kalkarken:

“Allah hayırlı etsin, gelinde çehizi de güzelmiş” diye çıkarlar.

Tabii iki üç Antep avradı geline bakmadan çıkarda çekiştirmeden olur mu?

“Kele bacım gelinde heç gonuşmadı. Kekeç mi ne?” Bir diğeri:

“Ben cehizi cip beenmedim!” Öbürü, tamamen aksini:

“Yok, bacım maşallah çiğdem çiçeği gibi gelin olmuş. Allah başaca sürdürsün,”

Bu konuda son bir evre kaldı. O da “taze gelinin yeni hayatına uyum evresi.

 Başka bir zamana.