Ekonomimize katkı sağladılar. İlde huzur denen bir şey koymadılar.
Cadde sokaklar parklar. Kafe restoranlar onlardan sorulur oldu.
Kendi insanımız kendi ilinde yabancı oldu.
Suriyeli Arap ve Türkmen gençler kavga ediyor. Ellerinde bıçak kemer sopalar ile nerden geldikleri belirsiz on onbeş kişilik guruplar halinde, bizim insanlarımız dükkanlarını kapatıp kaçmaya başlıyor. Çünkü bizim insanlarımız sahipsiz yabancı duruma düştü.
Bu gün fırsatçı, ev sahibi işyeri sahibi olan, kişiler, kendi insanına ev işyeri bana lazım deyip çıkararak, Suriyelilere kiraya vermeye başladılar. Çünkü 200, 300 TL’lik iş yerlerini 500, 1000, TL’den başlayan fahiş fiyatla kiraya verirken, evleri 850, 1200 TL’den verip, vergi vermemek için devlete çok düşük rakamlar gösteriyorlar.
İşte bunları aslında ülkeyi ve ili yöneten yerel yetkililer çok iyi biliyorlar ama, kendi insanımızı ikinci üçüncü sınıf vatandaş yerine koyarak, Suriyeliler ilimize ülkemize ekonomik katkıda bulunuyorlar diye açıklamalara devam ediyorlar.
Ancak bunlar sanayicinin ve bazı işyeri sahiplerinin işine geliyor. Ucuz insan gücü diye, ama, yarın bunlar bu ile de her şeyi ele geçirip sahiplendikleri zaman öyle olmayacak. Onu da hesaplamaları gerekir. Şu an ucuz insan gücü hesabı yapanlar için, köle gerek. Ancak, Türk insanı ve özellikle, Gaziantepliler köleliği esareti kabul etmezler.
Belki şu an sessizler dükkanını kapatıp kaçıyor saklanacak yer arıyorsa, ülkedeki şu anki, ohal yasasından korktuğu içindir. Ama, bıçak kemiğe dayandığı zaman, değnek kemerle dövüşmez. İşte bunları göz önünde bulundurmayanlar. Aslında bu kadar serbestlikle, Suriyeliler ilin ülkenin içine ettiler haberiniz olsun.