Keşke bilsen…

Gülümsemeni görmekten ne kadar çok mutlu olduğumu. Sabahları sesini duymanın, günümün en güzel anı olduğunu. Birlikte sustuğumuz anların bile, içimi nasıl huzurla doldurduğunu.
Bazen düşünüyorum da, insan sevdiğini anlatmakta neden bu kadar zorlanıyor?
Sanki kalbimizdeki duygular kelimeler ağır geliyor.
Sana ‘’seni seviyorum’’ demek, çoğu zaman bir bakışın, bir tebessümün, sessizce sarılışın ardına saklanıyor.
Sarılmaların;
Sıcacık liman gibi.
Ne büyük bir huzur.
Kendimi dünyadan soyutlanmış, yalnızca senin kalp atışlarınla var olmuş gibi hissederdim.
O anlarda zaman dururdu sanki. Ne geçmiş kalırdı ne gelecek. Sadece sen ve ben.
Sana değer verdiğimi, belki yeterince anlatamadım. Ama anlarsın sanmıştım.
Bir kelimeyle değil, bir dokunuşla, bir bekleyişle, bir vazgeçmeyişle anlatılır sandım.
Ben sana âşık olmadım.
Sana hayran oldum.
Seni sevmek bir kitabın altını çizmek gibi…
Her satırında kendimi bulmak, her kelimede biraz daha derinleşmek gibi.
Keşke bilsen…
Seni ne kadar çok sevdiğimi.
Ve bu sevgiyi, bir ömür boyu kalbimde ne kadar büyük bir özenle saklayacağımı.
Sana dair her şeyi; sesini, gülüşünü, bakışlarını…
Kalbimin seni düşündükçe daha yumuşak, daha huzurlu attığını, keşke bilsen.
Lütfunda başımın üstüne, kahrında…