Hiçbir kurumun kabullenmediği kiracıları Sosyal Politikalar Bakanlığına transfer etmekten başka çıkar yol kalmadı. Günlerden beri yaptığım araştırmalar sonucunda il genelinde, Kentsel dönüşüm çalışmalarını artı-eksileri ile devam ederken, kentsel dönüşümün yapıldığı alanlarda, mülkiyet sahipleri ‰30 mağdur olurken, asıl mağdur olan kesimse, bir dikili ağacı olmayan, gün kazanıp gün yiyen kesim olanlar, gündelikçi, reçber, hamal ve elinde altın bileziği olan bazı esnaf kesimleri (altın bilezik deyimi mesleği olanlara denirdi yanlış anlaşılmasın). Bunların belirli net bir aylık geliri olmadığı için, iş yeri olsun, ikamet ettiği evler olsun hep kiradır.

Kentsel dönüşümle oturdukları yerlerin yıkılmaya başlanmasıyla gücü yetecek şekilde yeni kiralık ev ile iş yeri bulamaması nedeni ile tam bir mağduriyet yaşamaktadırlar.

Ancak kentsel dönüşümün başladığı yerlerde mülkiyet sahipleri memnun olsa da olmasa da yine bir ev sahibi olma şansı var.Kiracıların böyle bir şansı yok.

Çünkü; Toki binalarına yazılmaya kalksa önünden peşinat olarak verecek bin lirayı bir araya getiremeye gücü yetmez. Belirli bir aylık geliri olmamasından dolayı aylık taksitlerini de düzenli ödeme gücüde olmadığı için, mülkiyet sahibi olması da imkansız gözüküyor.

O zaman kendi gücüne göre kiralık ev aramaya çıkan kiracılar, evlenmek isteyen çiftler ile başka bir yerden tayini çıkmış kiralık ev arayan kiracıların vay haline. Çünkü dört ay öncesi ilde normal bir evin kirası 150 ile 300 TL arası iken bu gün bulabilirsen o normal evlerin kirası 300 ile 500 TL arası değişirken bazı semtlerde 600’den başlayıp 1000 TL’ye kadar olan kiralar, buna birde ortak giderler faturalar ile doğalgaz veya kalorifer giderleri eklenince ortaya çıkan rakamla buralarda memur ve esnafın oturma imkânı yoktur.

Bu durumdaki kiracıların sorunlarını araştırarak yazdığım yazılarımda sorunun Suriye’den gelen mültecilerin içindeki varlıklı kesimlerin 500 TL olan daireleri 700-800 TL’ye tutmalarından kaynaklandığını,  kiralık evi olan mülkiyet sahipleri bile kendi insanlarımıza kiralık ev vermeyerek yabancıları tercih etmelerinden doğan kira sorunlarına bu güne kadar yazdığım yazılarımla ili yöneten kurumlar ile Belediyelerin bu konuya güçlerinin yetmediğini gördüm.

Ancak başka ülkelerden gelenlere çadır ve konteynır mülteci kampı yapanlar, bari gelin ilin bazı yerlerine de kiracı kampları kurunda kiracı olanlar gitsin oralarda otursunlar.Bu ilde kiracı olarak yaşayan insanlar herhalde Afrika’dan gelen insanlardır. Çünkü kiracılara elimizden bir şey gelmez diyen belediyeler gelin o zaman bu ildeki ne kadar kiracı varsa tespitini yapın.Kiracı olanların listesini Sosyal Politikalar Bakanımız Sayın Fatma Şahin’e verelim. Belki Sayın bakanımız bunlara sahiplik eder. 

Her halde bu insanlar devlete ihanet edip devleti dolandıranlar ile ülkeye halka kurşun sıkanlar değil. Şu an ev sahipleri bu kirayı ödeyemezsin diye kiraya dahi ev vermedikleri bu ilin insanları bu gün bu insanlara sahip çıkmayanlar, yarın ne yüzle gelip bu insanlardan oy isteyecekler? Bu gün bu ilde yaşayan ‰ de kaç kiracı olduğunu, Türkiye İstatistik kurumu dahi sayısını bilmezken, adrese dayalı yapılan nüfus sayımında dahi bunları göz ardı eden ülkeyi yönetenlerin yanında bu ilde yaşayan kiracılar Afrika’daki köleler gözüyle mi görülüyor?

İşte bu kesimin resmi kayıtlarda dahi olmaması utanç vericidir. Bundan dolayı bu kesime her halde sahiplik yapacak tek kurum olarak kalansa Sosyal Politikalardan sorumlu bakanlık olduğu için, Sayın bakanımız bu insanlara sahiplik eder sanıyorum.