Bir gün annemle dedem Avar öğretmen diye birinden konuşuyorlardı. Avar öğretmenin at sırtında köy köy, il il gezdiğini oradaki öğrencileri yatılı okullara yollayarak eğitim için memlekete çok hizmet ettiğini anlatıyorlardı. Avar öğretmen bir keresinde annemim eğitim gördüğü okula da uğramış, onlarla konuşmuş sohbet etmiş hatta birlikte resim de çektirmişler. Annem o resmi yıllarca sakladı. Ne zaman o resim eline geçse.  Hüzünlenir “Bu benim Avar öğretmenim” derdi.

Yıllar sonra bir televizyon kanalında Sıdıka Avar öğretmenin sevgili önderimizin açtığı yolda memleketimize yapmış olduğu görevleri izlerken annemin gözünden düşen iki damla inci tanesini hala unutamıyorum.

Avar öğretmenin çalışmaları annemin de öğrenim ve öğretmenlik yaşantısına yön vermiştir. Sıdıka Avar öğretmeni anlatmak sayfalara sığmaz. Hayatını, gençliğini, heyecanını idealleri uğruna harcayan fedakâr bir öğretmendi. Yeri geldi at sırtında dolaştı. Yeri geldi baş amele oldu okul yaptı. Ailesini ve çocuğunu Anadolu çocuklarına tercih ederek arkasında bıraktı. Kendisi hiç ayrım yapmadan Anadolu’yu köy köy adım adım dolaştı. Sıdıka Avar Türkiye’nin yetiştirdiği efsane öğretmenlerden. Efsanenin yetiştirdiği birçok dağ çiçeği kendisinden sonraki çiçekler için filiz oldu dal verdi, sürgün verdi ve eğitim sevdalıları kocaman  çınar oldular.

Annem de bir eğitim neferiydi tıpkı babası ve ablası gibi. Genç yaşında 1952 yıllarında ilk tayin yeri olan Gaziantep’e geldiğinde birçok genç kızın eğitim ve öğretim adına kaderi değişmişti belki de. Bu genç kızların birçoğu da öğretmen oldular ve eğitim seferberliğine adım attılar. Şu anda öğrencilerinden bazıları emekli olmalarına rağmen sivil toplum örgütlerinde gönüllü çalışmalar yapıyorlar. Onlarda eğitim çınarının dallarıydılar artık.

Annem de öğrencilerini yetiştirirken birçok fedakârlıkta bulundu. Öğrencilerinin üniversite eğitimi almaları için üniversiteyi kazanan öğrencilerinin aileleriyle bire bir görüşerek onları ikna ederdi her zaman. Kız teknik öğretmen okulu sınavları için Ankara’ya yolladığı öğrencileri kendi babasının evinde misafir eder, kendi olanaklarını gücünün yettiğince öğrencileri için kullanırdı.

Şu gün bile yaşı altmışın üzerindeki öğrencileri ona saygılarında kusur etmiyorlar. Öğretmenlerini gördüklerinde o yaşlı insanlar saygı ve sevgiyle ayağa kalkıyorlar.

Devam edecek