Eskiden insanlar birbirini tanımaya çalışır, severken korkmaz, sahiplenirken çekinmezdi. Şimdi ise insanlar bağ kurmaktan korkar, sevgi gösterince zayıf düşeriz, sanır oldu.

Samimiyetin yerini strateji, içtenliğin yerini hesap, sevmenin yerini tüketmek aldı.

Günümüz ilişkilerinde ruh yok. Herkes biriyle ‘’birlikte gibi’’ ama aslında herkes yalnız. Sevgiye değil, geçici ilgiye bağımlıyız. Aranmak değil, story’de görülmek istiyoruz. Göz göze gelmeden ayrılıyoruz, konuşmadan küsüp, anlatmadan çekip gidiyoruz. Ve bunu da normalleştiriyoruz.

Artık kimse kimseyi sahiplenmiyor çünkü ‘’bağlanırsam incinirim’’ korkusu içimize kazınmış. Oysa gerçek sevgi, riskiyle birlikte gelir. Şimdi ‘’ne kadar az bağlanırsam o kadar güçlü kalırım’’ gibi bir yanılsamaya inandırdık kendimizi. Sahte sevgilere çanak tutun o halde.

Birbirini gerçekten gören, duyan, hisseden ilişkiler azaldı. Şimdi insanlar, tıpkı bir kahve gibi, hızlı tüketilip çöpe atılan paketler gibi birbirini harcıyor. Bir sorun çıktığında konuşmak yerine kaçıyoruz. Bir duygunun sorumluluğunu almak yerine hemen ‘’ başka’’ birine geçiyoruz, mutlu olacakmışız gibi sözde.
Sahicilik ise artık neredeyse kusur gibi görülüyor. Duygularını açıkça ifade edene ‘’çok duygusal’’ sevdiğini belli edene ‘’ağır geldi’’ deniyor. O yüzden herkes cool takılıyor, kimse samimi olmaya cesaret edemiyor.

Ama ne garip ki herkes içten içe sevgiye aç. Herkes görülmek, duyulmak, hissedilmek ve anlaşılmak istiyor. Kimse gerçekten yalnız kalmak istemiyor. Ama korkularımızla, ego oyunlarımızla, kalbimizi sakınmalarımızla birbirimizi uzaklaştırıyoruz.

Peki, sonra ne oluyor? Herkes ‘’ilişki yaşadım’’ diyor ama aslında kimse bir ilişki yaşamıyor. Herkes bir şeyler deniyor ama kimse mutlu kalmıyor. Kalpler ise birbirinin üstünden gelerek yorgun düşüyor. Sevgi değil, yalnızlık çoğalıyor aslında.

Aşklar tüketilmek için değil, inşa edilmek içindir. Ama önce, gerçekten bağ kurmaya cesaret eden kalpler gerekir. Sahicilik, cesaret ister. Ve belki de bugünün en büyük ihtiyacı, kalbinle kalabilmeyi öğrenmektir.

Eğer hala gerçekten seven, anlayan, bağ kurmaktan korkmayan birini bulduysanız…

Yapışın elinden. Sıkı sıkı tutun. Çünkü bu yapay çağda, sevgi sahici değil, duygular derin değil, yüzeysel, herkes sahte.

Kalbinize iyi gelen birini bulduysanız, onu bu çağın soğukluğuna kurban etmeyin. İlişkilerin tüketildiği, hislerin değersizleştirildiği bu dönemde… Siz kendinizinkini kıymetli kılın.

Sahici olanı yaşayın. Korkmadan, saklanmadan, sonunu düşünmeden.
Çünkü gerçek bağ kurmak hala mümkün.
Yeter ki cesaretiniz ve yüreğiniz olsun.