Ülkemiz tek partili sistemden çok partili siyasi hayata 1946 yılında geçmiştir.
Cumhuriyetin kuruluşundan 1950 yılına kadar CHP iktidarda bulunmuş, 1950 seçimlerinde iktidarı Demokrat Partisi’ne devretmiştir.
xxx
Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar yasama organı olarak TBMM devam edip gelmiş; ancak tabii olarak meclise giren insanlarımız değişmiştir.
İnsan geçmişe bir göz atınca 1950 yılından önceki milletvekilleri ile 1950 den sonraki milletvekillerini karşılaştırınca her ikisi arasında birçok fark tespit edebiliyor. Bu değişikliklerin başında, milletvekili özlük hakları geliyor.
xxx
1950 yılından itibaren, Yasama organının birer ferdi olduklarından, milletvekilleri zaman, zaman, diğer ücretle geçinenleri göz ardı ederek, kendilerinin özlük hakları lehinde yasalar çıkarmışlardır; ülke ekonomisi müsait olmadığı zamanlar bile.
xxx
10.06.1948 ile 07.06.1949 arası Ticaret Bakanlığı yapan hemşerimiz Cemil Sait Barlas milletvekilliği sona erdikten sonra yaşamını zor sürdürmüştür.
1934 yılında Türkiye Cumhuriyeti, bir yandan Osmanlı’nın altın borçlarını öderken; bir yandan ülke kalkınmasını sağlamaya çalışırken, milletvekilleri tasarruf etmek amacı ile 500 lira olan aylıklarını ittifakla 350 liraya düşürmüşlerdir.
Ama bugünün milletvekillerine baktığımızda madalyonun tam tersi olarak gözüküyor. Kendi özlük haklarını daima iyileştirme gayretindedirler. Milletvekillikleri son bulduğu zaman bile ortalık gül-gülistan…
xxx
Milletvekilleri bu iyileştirmeleri, yasa taslağı hazırlayarak meclise sunmuyorlar. Birilerinin isteği üzerine hazırlanıyor ve milletvekillerince imzalanıp meclise sevk ediliyor.
Oylamada da, bal tutan parmaklar yalandıktan sonra havaya kaldırılıyor.
Olumlu oy kullanıyor; çünkü kendi çıkarları için gelmiş bir yasa!
xxx
Milletvekillerinin, özlük haklarının devamlı iyileştirilmesinin sebebi iktidardaki partinin, kendi milletvekillerinin bağlılığını, her konuda hükümetin meclise sunacağı yasalara olumlu oy vermelerini sağlamak olsa gerek.
xxx
Demek ki, 1950’den önceki yürütme ve yasama organları 1950’den sonraki yürütme ve yasama organları ile aynı düşüncede değillermiş!
İktidar veya muhalefet milletvekillerinin, herhangi bir yasa çıkarılırken, gerçek fikirlerini beyan edebilselerdi, özlük hakları bugünkü gibi olamazdı.
xxx
Size dün gece gördüğüm rüyamı anlatayım:
Mecliste iktidar partisi milletvekillerinden biri bir öneride bulunuyor. Diyor ki “Arkadaşlar, ülkemizin iç ve dış borcu ortada. Her yıl, uydurma enflasyon oranının azıcık üstünde, 3+3 gibi ücretlere zam yapıyoruz, oysaki çarşı-pazarı dolaştığımızda fiyatların ne olduğunu görüyoruz. Bunları gördükçe yüreğim sızlıyor. Aylıklarımızın %40 eksiltilmesini talep ediyorum.”
Talep oylamaya sunuluyor; ittifakla kabul ediliyor.
Ne o!
Siz değerli okuyucularımı gıdıklıyor muyum?
Gülüyorsunuz da!
Düzeltme: “Tarih Tekerrür mü ediyor? Başlıklı yazımda geçen 12.09.1960 tarihi 27.05.1960 olacaktır. Düzeltir, özür dilerim.