Vaktiyle bir dolandırıcılar şahı vardı. Sülün Osman’dı adı. Anadolu’dan gelen kim bilir kaç saf tüccara, “her geçenden bir mecidiye alırsın” diyerek Galata Köprüsünü satmıştı bu ünlü Türk büyüğü.

Almıştık biz de…

“Saf vatandaşlar olmasa, bizim gibi cinler nasıl ekmek yerdi?” olmuştu felsefesi de.

Ah Sülün Osman, vah Sülün Osman…

Bedavaya gitmişsin.

Bugünlerde doğacaktın.

Galata Köprüsü ne ki?

Koskoca Boğaz Köprülerini, altın yumurtlayan deniz fenerlerini satardın.

***

Vaktiyle bir de Selçuk Parsadan türemişti. Küçük adamlarla işi yoktu onun. Başbakanları, cumhurbaşkanlarını dolandırırdı bu.  Yaptığı iş baba mesleğiydi.

Dönemin başbakanı Tansu Çiller ile Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de aralarında bulunduğu birçok kişiyi, büründüğü sahte kimliklerle dolandıran  bu ünlü Türk büyüğü 93 Harbi'nde Kafkasya’dan göç eden Çerkez kökenli bir aileden gelmedir.

 Parsadan’ın dedesi Beyoğlu Polis Müdürü; babası Kadıköy Emniyet merkez memuruydu. 1953 yılında polislikten ayrılan baba Sabahattin Parsadan, dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in sevdiği kimselerdendi ve sonradan Menderes’in gönüllü yakın korumalığını üstlendi.

Selçuk Parsadan'a göre babası "Başbakan’ın aşk hayatını organize ediyor, sevgilileri ile buluşmalar ayarlıyor ve masraflarını örtülü ödenekten karşılıyordu.

Emniyetten ayrıldıktan sonra Türk Basın Ajansı adına bir gazete çıkartan Baba Parsadan, Başbakanla yakınlığı sayesinde çok sayıda abone bulabiliyor, düzenlediği sahte baloların davetiyelerini satıyordu.

1984 yılında babasının Türk Basın Ajansı’nın başına geçen Selçuk Parsadan, 1993 yılında Ajansı Ankara’ya taşıdı ve küçük çaplı dolandırıcılık işlerine başladı.

Sinema sanatçısı Perihan Savaş’ın adını kullanarak, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i, Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan’ı, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’i, Adnan Polat’ı, dolandırdı.

En büyük vurgununu örtülü ödenekten aldığı para ile yaptı.

2 Kasım 1995 günü emekli Orgeneral Necdet Öztorun’un sesini taklit eden Parsadan, Tansu Çiller’i telefonla arayarak, “Kemalistler Derneği” için 5 buçuk milyar lira ister. Para ertesi gün Başbakanlık Örtülü Ödeneği’nden bu ünlü Türk büyüğünün hesabına yatırılır.

Ah Selçuk Parsadan ah! Sen de bedavaya gittin. Öyle bozuk paralarla uğraşacak ne vardı. Bugün yaşayacaktın ki, voliyi kömeyle kaldıracaktın. Öyle başbakan, bakan dolandırmak da ne ki? Vekilin, bakanın kendisi bile olabilirdin.

Bu Türk büyüğümüzün de felsefesi:

“Saf vatandaşlar olmasa, bizim gibi cinler nasıl ekmek yerdi?” olmuştu.

***

Şimdi siz kendinizi o saf vatandaşlardan saymıyorsunuz, değil mi?

Galata’yı, deniz fenerini satanlara mangır koklatman ben” diyorsunuz ha?

Peki, oylarınızı neden yıllardan beri ünlü Türk büyüklerine veriyorsunuz?

***

Belki de siz haklısınız. Oy dediğin ne ki? Kaç para ediyor şimdi bir oy?