Gri mi?, Siyah mı? Beyaz mıydı?

Hayatın en çarpıcı yanların biri, duyguların ve ruh hallerinin hiçbir zaman tek bir renkle açıklanamamasıdır. Bir insanın iç dünyası, tuvalde tek bir fırça darbesiyle boyanmış sade bir renk değil; birbirine karışmış, bazen bulanık, bazen parlayan tonlardan oluşur. İşte o gri, aslında bunun sembolüdür.

Ama griyi nasıl yorumladığımız çok önemlidir:

Acaba o gri, kirlenmiş beyaz mıydı? Saflığını kaybetmiş, hayal kırıklıklarının ve ihanetlerin izlerini taşıyan bir renk mi? Yoksa iyileşmeye çalışan bir siyah mıydı? Karanlıktan çıkıp ışığa yaklaşmaya çalışan, yeniden doğmak için çabalayan bir gölge mi?

Beyazın Kayıpları

Beyaz, safiyetin, masumiyetin ve beklentisizliğin rengi. Ama hayat, her zaman o masumiyeti korumaya izin vermiyor. İnsan, başına gelenlerle kirleniyor, saf inançları kırılıyor, hayalleri gölgeleniyor. O yüzden gri bazen, lekelenmiş bir beyaz gibi hissedilir: Saflığını koruyamamanın hüznü.

Siyahın Umudu

Öte yandan siyah, umutsuzluk gibi görünse de içinde büyük bir potansiyel saklar. Çünkü en koyu geceden sonra gelen sabah çok daha parlaktır. Siyah, bir nevi sıfır noktasıdır; yeniden inşa edilecek bir zemin. Bu yüzden gri, bazen de iyileşmeye çalışan siyah olur: İçinde hala ışığa doğru uzanan bir çaba barındırır.

Hayatın Tonları

Belki de sorunun cevabı tek bir renge sığmıyor. Hepimiz, zaman zaman kirlenmiş beyaz oluyoruz; bazen de ışığı arayan siyah. Ve çoğunlukla gri bir halde yaşıyoruz: Hem geçmişin yüklerini taşıyoruz hem de geleceğin ihtimallerine tutunuyoruz.

Gri, aslında bir geçiştir. Ne tam kaybediştir, ne de tam kazanış. Ne masumiyetin saf beyazı kalmıştır, ne de karanlığın mutlak siyahı. Gri, insana şunu fısıldar: ‘’Hala şansın var. Biraz daha çabayla yeniden beyaz olabilir, biraz daha kabullenişle siyahın huzurunu bulabilirsin.’’

Belki de mesele griyi beyaz mı, siyah mı diye tanımlamak değildir. Asıl mesele, kendi içindeki griye nasıl baktığındır. Eğer o griyi kirlenmiş bir beyaz olarak görürsen, içinde pişmanlık ve suçluluk taşırsın. Ama onu iyileşmeye çalışan bir siyah olarak görürsen, içinde umut ve yeniden doğuşun kıvılcımını bulursun.
Aslında gri; bir son değil, yeni bir başlangıcın habercisidir.