Dün Angelina Jolie'nin sığınmacıların kampını ziyaret edeceğini duyan bir arkadaşım; " Acaba gidip bir çadır da biz mi kursak?" şeklinde şaka yapmıştı.
Bugün ziyaret ile ilgili haberleri okuduğunuzda çoğu vatandaşın çok da mantıksız bir şaka değil diyeceğine inanıyorum.
**
Jolie'nin ziyaret ettiği konteyner kentte öğle yemeğinde şehriyeli bulgur pilavı ile türlü ve tatlı olarak Kilis baklavası ikram edilmiş. Her gün de buna benzer yemekler çıkıyormuş. Kilis'teki konteyner kentte 2 ilköğretim okulu, 1 lise, 1 kreş, 2 cami ile 1 de hastane bulunuyormuş.
Angelina Jolie, ilk defa, bu kadar düzenli kamplar gördüğünü dile getirmiş.
Bizim vekiller de hemen bunu sosyal medya hesaplarında tweetlemeye başlamışlar; "Jolie'den AKP Hükümetine övgü" diye...
**
Yine Kent konseyi Başkanı Necati Bilici diyor ki; "Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı GOAP Binası’nda (Gaziantep Ortak Akıl Platform) Suriyeli misafirlerimiz için Yerel Bilgi Merkezi oluşturuldu.
Suriye’den gelen sığınmacıların barınma, beslenme, sağlık gibi temel ihtiyaçları hükümetimizin yürüttüğü planlı ve titiz çalışmalarla karşılanmaya çalışmaktadır."
**
Ne güzel değil mi?
Komşu ülkemizin insanlarına kucak açmışız. Müslüman kardeşlerimize destek oluyoruz.
Peki kendi vatandaşımız?
Binici; "Gelir düzeyi yüksek Suriyeliler de kentin çeşitli semtlerinden kiraladıkları evlerde yaşamlarını sürdürmektedirler." diyor.
Yani Rektör Coşkun'un dile getirdiği Gaziantep'teki barınma sorununu Binici de bu açıklaması ile desteklemiş oluyor.
Suriyelilerin barınma, sağlık, beslenme sorunları için seferber olan Kent Konseyi, evlerinden çıkarılan vatandaşları için ne düşünüyor?
Binici'nin başkanı olduğu Kent Konseyi'nin başında Gaziantep mi yazıyor, Şam mı?
**
Elbetteki ülke olarak bu insanlara yardımda bulunacağız. Ama bu, kendi vatandaşımızı mağdur ederek mi olacak? Vatandaş "Biz de mi sığınmacı olsak" diyorsa yanlış mı?
**
Sayın vekiller; Jolie'nin kamplara övgüsünü tweetlemekte hiç zaman kaybetmediniz.
Vatandaşın "sokakta kaldım" feryadını ne zaman tweetleyeceksiniz?
