Pazartesi günü Sayın Şamil Tayyar’ın siyasetçinin hep olumsuzluklarla anıldığı yönündeki demecini ele almıştık.
Gelin devam edelim...
İktidar milletvekilleri her ağızlarını açtıklarında Gaziantep’in büyüyen ekonomisinden, ihracat rekorlarından, 5. Organize sanayisinden bahsediyor.
Sanayicinin işçi bulamadığından dem vurup, Gaziantep için pembe tablolar çiziyorlar.
Eğitimdeki başarısızlığı ise “bol bol okul yapıyoruz” sözü ile şimdilik geçiştiriyorlar.
Evet Gaziantep’te güzel şeyler de yapılıyor. Tebrik edelim, alkışlayalım.
Ancak Gaziantepe güllük gülistanlık değil.
Milletvekilleri, odaları, belediyeleri, sanayiciyi ziyaret ettikleri kadar, vatandaşı ziyaret etseler, bizim duyduklarımızı onlar da duyacaklar, gördüklerimizi görecekler.
**
Önceki gün Milletvekilimiz Derya Bakbak, Gaziantep’te 36 bin Suriyeli’yi ağırladığımızı övünerek anlattı.
Komşu ülkemizin insanlarına yardım ediyoruz. Ne mutlu bizim için.
Ama defalarca gündeme getirdik.
Esnafın sıkıntısını bir kenara bırakalım, vatandaş “Suriyeliler nedeniyle hastanede tedavi olamıyorum.” diyor, bir Allahın kulu ses etmiyor.
Vatandaş “kiralık ev bulamıyorum.” diyor,
Esnaf “Suriyeli dilenciden başımızı alamıyoruz.” diyor,
İşçi vatandaş “Beni çıkarıp Suriyeliyi işe aldılar.” diyor...
Deniyor da deniyor...
Ama bunları siyasetçiler duymuyor, görmüyor...
**
İşte önceki gün mahkemede iptal olan 2009 su zammı ile ilgili yaşananlar...
Mahkemenin ‘İdare takdir yetkisinin üzerinde artış yapmıştır’ hükmüyle bozduğu yüzde 25’lik zammın yerine yüzde 23,97’lik zammı getirdiler.
Demekki koca belediye takdir yetkisini yüzde 1 aşmış. Yüzde 24 zam yapsalar mahkemelik olmayacaklarmış.
Vatandaş haksızlığa uğradığını düşünüp, mahkemeye başvuruyor. Mahkeme de vatandaşı haklı buluyor.
Ancak siyasetçi, iptal edilen yüzde 25 zammın yerine aynı tarihten geçerli olmak üzere yüzde 24’lük bir zammı vakit geçirmeden uygulamaya koyuyor.
Yani mahkemenin kararının arkasından dolanıyor.
Bu şekilde yüzlerce örnek varken, siyasetçi olumlu anılabilir mi Sayın Tayyar?