Vatandaşın parası nemalanırken faiz yerine kâr payı verilmesi gibi, şimdide gıdalarımız için “helâl” mal” icat olundu.

            Malın üretiminden satışına kadar geçen süre kontrol ediliyormuş ve helâl mal diye satışa sunuluyormuş. Artık nasıl kontrol edilebiliyorsa?!

            xxx

            Bazı bankalar, dinimize göre faiz (riba) haram olduğu için, kâr payı verdiklerini beyanla mevduat toplamaktadırlar.

            Bir bankanın binlerce, on binlerce mudisi yani para yatıranları olduğundan her bir müşterisi için vade geldiğinde, yılsonuymuş gibi bilânço çıkarıp kâr-zararı tespit etmesi mümkün olamaz.

            Sonra, verdikleri kâr payı (!) ortada; yılsonunda bankanın elde ettiği kâr ortada. Bunları karşılaştırırsanız faizin, kâr payı olarak adlandırıldığını görürsünüz.

            xxx

            Gelelim “helâl mala”.

            Uzun uğraştan sonra “Helâl Mal Belgesi” alınıyor; bundan sonra üretici, satıcı malını “Helâl” sıfatıyla satışa sunuyor.

            Örneğin, helâl mal üreticisi, sermaye yetersizliği dolayısıyla, kredi almak ihtiyacı duyuyor ve ister kâr payı ile ister faiz ile çalışan bir bankadan kredi temin ediyor.

            Tabi bu kredinin bedelini ödüyor. Aldığı parayı da ürettiği malda kullanıyor.

            Elinde Helâl Mal Belgesi olan bu firmanın ürettiği mal, helâl mal mıdır? İslami düşünceye göre, üretime faiz girdiği için helâl mal olamaz.

            xxx

            Gıda konusunda, helâl mal olup olmadığı söylenebildiği gibi, diğer üretilen kullanım mallar için de söylenmelidir.

            Örneğin otomobil üretiminde, bir otonun bütün parçalarını bir fabrika üretmez. Yan ürünleri üreten fabrikalarda helâllik durumu nasıl bilinecek. Eğer bu fabrikada, sigortasız işçi çalıştırılmışsa ürettiği ürün helâl mal olur mu?

            xxx

            Bugün birçok gıda maddesi üretiminde hormon kullanılıyor.

            Hormon insan sağlığı için zararlı olduğundan, bile, bile hormonlu üretilen mallar helâl mal mıdır?

            xxx

            “Helâl” kelimesinin zıddı “Haram” dır.

            Dinimiz bakımından helâl, mükâfatlandırılır; haram, cezalandırılır.

            Üzerinde düşünülmesi gereken nokta şu olsa gerek:

            Helâl üretilmemiş bir malı alıp kullanan mı Allah (c.c.) tarafından cezalandırılır, yoksa üreten mi?

            Bu sorunun cevabı, tüketicinin helâl veya haramla bir ilgisinin olamayacağını gösterecektir. Tüketici bu malı kullandığında hiçbir cezaya uğramayacaktır. Çünkü nasıl üretildiğini bilmemektedir.

            xxx

            Gerçek helâl malı mercekle aramak gerekecek!

Helâl mal imali de bir hileyi şer-iye olsa gerek.

            xxx

Temel bir iş için bir fabrikaya başvurmuş. Fabrikadan, kendisinden 12 tane vesikalık fotoğraf istemişler.

Temel kara, kara düşünmeye başlamış, “vesikalık fotoğrafı nasıl çektirecem ben şimdi' diye. Durumu İdris'e açıklamış. O da:

“-Üzülme Temel, geniş bir arazide bir çukur kazarız, sen sadece vesikalık kısmın gözükecek şekilde çukura girersin, ben de senin resmini dedemden kalma yadigârla çekerim”, demiş.

Temel kabul etmiş ve yer ve zamanı ayarlamışlar. Buluşma vaktinden önce Temel buluşma yerine gidip 12 tane kuyu kazmış. İdris gelip de kazılmış 12 çukur görünce,  şaşırmış:

            “-Yavu Temel, niye 12 kuyu kazdın ki, demiş, ben zaten 12 tane fotoğraf makinesi getirmiştim. Hiç gerek yoktu kazmana.