21 MART…
Üzerinde yaşadığımız yer kürenin mevsimsel hareketlerinde bir dönümün yaşandığı; bugün kışın hükmünü yitirip, ilkbaharın hükmünün başladığı gün.
Toprak ananın cömertçe, varını yoğunu, yaşamak için kendine bel bağlamış canlılara sunmaya başladığı ve sunduğu bir dönemin başlangıç günü.
Ağaçların, kendine tutunmuş tüm bitkilerin ve de kendine sığınmış tüm börtü böceklerin canlandığı yaşama merhaba dedikleri bir yaşam savaşının başlangıcı.
***
Ve tabiat ananın canlanması; bolluğun, bereketin gelmesi demektir. Onun için bu gün fakir fukaranın rahat bir nefes alacağı günlerin başlangıcı olarak önemlidir. Fakir fukaranın odun kömür derdinden, giyecek derdinden kurtulacağı günlerin başlangıcı olacak bir gündür.
***
Şimdi içinizden bütün bunlara ne gerek var, diyenleriniz çıkacaktır. Belki de haklısınız.
Bütün bunlara ne gerek var?
***
Gerek var.
Şöyle ki:
Bu gün – ne yazık ki ben halen hiçbir şey anlamış değilim – ülkemizi otuz küsur senedir kan gölüne çeviren bir anlayışın iflası mıdır,
Yoksa kimilerinin, oluşan bazı olanaklardan yararlanarak oluşumlarını daha değişik bir platformda sürdürme girişimi midir,
***
Bu da İmralı’nın bu konudaki açıklamalarının bir bayram şenliği içinde açıklanması, yapılması…
Bugünün özelliği bu.
***
Bu gün sıradan bir nevruz kutlaması olmayacak…
Bir bayram havası içinde bazı taleplerin sıralandığı, bazı cümlelerin karambole getirilerek ilk anda dikkatlerden kaçırılacağı bir girişim gibi geliyor bana.
Dilerim yanılıyorum.
***
Eğer ortada herhangi bir konuda bir anlaşmadan söz ediliyorsa…
Bu işin doğası gereği mutlaka şartlar, istekler, alınmaya çalışılacak imtiyazlar olacaktır.
Böyle bir şeyin aksini düşünmek… Saflığın dik alası olur.
***
Mantıken de öyle değil mi?
Eğer ellerde bir talepler listesi yoksa bütün bunlara ne gerek var. Herkes yoluna denir. PKK silah bırakır. Ülke dışına çıkmak isteyenler ülke dışına çıkar. Bir başkası dışarıdan gazel okumaktan vazgeçer. Parlamenterler, parlamento da ki asli görevlerine dönerlerler…
***
Ve ülke selamete çıkar.
***
Ama kazın ayağı öyle değil.
Yarın hep beraber göreceğiz dudaklarımızı uçuklatacak talepler listesini.
Yineliyorum inşallah yanılıyorum.