Bir doğu felsefesi olarak farkındalık, sadece Budizm de var olan bir felsefe değildir. Daha varoluşçu ve humanistik bir yöntem olarak farkındalık, insana daha sağlıklı çıkarımlar yapabilme yetisini de kazandırır. Farkındalık etrafımızdaki olanlara ve günlük olaylara, geçmişte edindiğimiz deneyimlerimiz, düşünce ve inançlarımızın yaşantımızı bulanıklaştırmadan bakabilme yetisidir.

“Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır” diyen Mevlana felsefesi, bizi hayvandan ayıran özelliğin düşünebilme özelliğimiz olduğunu ifade etmektedir. John Kabat-Zinn’in ifadesi ile farkındalık; Yargısız bir şekilde şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla, dikkatinizi toplayabilmektir.

 Bazen çevremizde ve içimizde olup biteni değil, kafamızda yarattığımız yargılarımızla hareket ederiz. Her şeyi analiz ederiz, yorumlamaya çalışırız. Gözümüzle değil, beynimizle bakarız. Bu yoğun anlamlandırma çabası, geçmişte veya gelecekte yaşamak, aslında olan biteni hıssetmememize yol açar.

Birçoğumuzun yaptığı bir hata olarak yaşadığımız anı ıskalamış oluruz. Güzel bir manzara karşısında otururken mutlu oluruz. Ama bu manzaraya bakarken, ertesi gün olacakları veya geçen hafta olanları düşünürsek mutluluk kaybolur. Bazen düşüncelerimiz ve duygularımızın esiri oluruz. Düşünceler, biz istemesek bile zihnimizde dolanır. Artık biz, düşüncelerimiz olmuşuzdur. Onlar bizi yönetmeye başlar. Yukarıda sayılanların hepsi, farkında olmamanın bir göstergesidir.

 Farkındalık ; bilincin açık olmasıdır. Dikkatin açık olmasıdır. Çevrede olup bitenlerin farkına varmaktır. Yapılan her davranışın neden yapıldığını bilme halidir. Sosyal, ekonomik, bireysel, toplumsal tanımlı olaylara karşı farkındalık arttıkça duyarlılık artacak yaşamımız daha anlamlı olacaktır. Farkındalık sahibi bireylerin oluşturduğu ne istediğini bilen bir toplumu, ne verilmesini bilen yöneticilerin yönetmesi de kolay olacaktır. Tek adam anlayışı olamayacağı gibi biat toplumu da olmayacaktır. Böylece toplum da güven ve birliktelik ruhu artacaktır. Farkındalık sayesinde, uyarıcı etkenlere karşı önlemler zamanında alınacak ve gerekli davranışlar zamanında gösterilecektir. En önemlisi de insanın değerli olduğunun farkına varılmış olacaktır. Farkındalık, bilinçlilik halidir. An merkezlidir. Tecrübemiz hakkındaki düşünceler şu andan uzaklaştırılmıştır. Eleştirel değildir. Tecrübemizin olduğundan farklı meydana gelmesini dilediğimizde, farkındalık özgürce oluşamaz. Maksatlıdır. Farkındalık her zaman dikkati bir yere yöneltmek amacını içerir. Katılımcı gözlemdir. Farkındalık, tanıklıktan ayrı değildir. Zihin ve vücudu daha derinlemesine tecrübe etmektir. Sözsüzdür. Farkındalık tecrübesi kelimelerle zapt edilemez. Çünkü kelimeler akılda oluşmadan önce oluşur. Keşifçidir. Dikkatli bir bilinç her zaman için algının daha üstü kapalı seviyelerini inceler. Özgürleştiricidir.

 

 Dikkatli bir bilincin her anı, durumlara bağlı acı çekmeden kurtulmak için özgürlük sağlayabilir. Gündelik farkındalık bize psikolojik işleyişimize dair bir iç görü ve yeni durumlara ustalıkla cevap verme yeteneği de kazandırır.

 

Düşüncelerin ve olayların  farkında olarak yaşamı devam ettirmek için, eğitimin temel bir yapı taşı olduğunu unutmadan..