Hangi zihniyet bize hizmet eder?

Sevgili Okurseverler,

Profesyonel yaşantımızda yaptığımız seçimler ve bunların yaşantımız üzerindeki etkileri ile ilgili hazırladığım yazı dizisine devam ediyoruz. Umarım bu yazı dizisi, profesyonel yaşamınızda arzu ettiğiniz zirvelere nasıl ulaşabileceğiniz konusunda aydınlatıcı oluyordur.

Kısa not: Bu sistem aslen tüm yaşantımızı etkiliyor, sadece profesyonel yaşantımızı değil. Yazı dizisini profesyonel yaşama odaklamamdaki amaç, yaşantımızın 25-30 yılının  “iş”imiz ile haşır neşir geçmesinden kaynaklanıyor. Bu dönemi ne kadar doyumlu ve zirvede geçirirsek yaşamımızın geneli de o kadar doyumlu ve zirvede geçer.

Bu kısa nottan sonra devam edelim.

Geçen hafta İçsel Benlik İşletim Sistemimizden bahsetmiştik. Yani içimizdeki “Ben”in işleyişinden. Yaşantımızı oluşturan ve yaşantımızı olduğu şekle getiren başkaları veya koşullar değil, içimizdeki “Ben”in bunları yönetme şeklidir. Ve bu “Ben”in yaptığı seçimler.

Hatırlarsanız İçsel Benlik İşletim Sistemimizin 7 aşaması var. Bunları kısaca hatırlayalım:

1. Kendimizin ve etrafımızdakilerin yaşamında yarattığımız sonuçlar

2. Bu sonuçların yarattığı etkiler

3. Bu sonuçlara ve etkilere yol açan eylemlerimiz ve davranışlarımız

Bu ilk 3 aşama, etrafımızdakiler tarafından gözlemlenebiliyor. Ve etrafımızdakiler bizimle ilgili görüşlerini, bu gözleme dayanarak oluşturuyorlar.

4. Eylemlerimize ve davranışlarımıza yol açan duygu ve düşüncelerimiz. Bunlar anlıktır, oynaktır.

5. Duygu ve düşüncelerimizi tetikleyen, zihniyetimiz ve tutumumuzdur. Bunlar daha kalıcı ve sabittir.

6. Zihniyetimizi ve tutumumuzu belirleyen şey ise varlık durumumuzdur. Doğuştan getirdiğimiz özelliklerimiz. Çıplak halimiz. Yani “öz ben”imiz.

7. 4, 5 ve 6. aşamaları ise anılarımız, bilgi birikimimiz, değerlerimiz ve deneyimlerimiz yönlendirir.

Son 4 basamak, dış dünyamız tarafından görülmez. Bunları sadece biz biliriz. Bizim derinimizdir bunlar. Kimseler tarafından bilinmeyenimiz.

İçsel Benlik İşletim Sistemimiz içindeki bileşenler bazıları değişmez, bunlara etki edemeyiz. Varlık Durumumuz, yani “Öz”ümüz, anılarımız, şimdiye kadar edindiğimiz bilgi birikimimiz, değerlerimiz. Özellikle Varlık Durumumuz, bizim çıplak, katıksız, egosuz, yaftalardan ve etiketlerden arınmış halimizdir. İşletim sistemimiz içindeki bu elementler; zihniyetimizi, düşüncelerimizi ve duygularımızı tetikler. Zihniyetimiz, düşüncelerimiz ve duygularımız ise dış dünyaya karşı sergilemeyi seçtiğimiz eylem ve davranışların temelinde yatar. Bu eylem ve davranışları takiben bir takım sonuçlar ve etkiler yaratırız; sadece kendi yaşantımızda değil, etrafımızdakilerin yaşantısında da...

Uzun lafın kısası, İçsel Benlik Sistemimizdeki bileşenler içerisinde evirip bize hizmet eder hale getirebileceğimiz bileşenler şunlardır: Zihniyetimiz, düşüncelerimiz, duygularımız, eylemlerimiz ve davranışlarımız.

Bugün bu bileşenlerden belki de en önemlisi olan  “zihniyet”i irdeleyelim. Sonraki yazılarda düşünce ve duygu yönetimini inceleyeceğiz.

Zihniyet kısaca, düşünüş şekli anlamına gelir. Bir konu hakkındaki düşünce sürecinizin nasıl işlediğini tanımlar. 2 çeşit zihniyet vardır:

1. Öğrenen zihniyet
2. Yargılayan zihniyet

Tahmin edersiniz ki biz profesyonel koçlukta müşterilerimizin öğrenen zihniyete geçiş yapabilmeleri ve burada kalabilmeleri konusunda yollarına ışık tutuyoruz.

Zihniyetimiz, bize içinde bulunduğumuz dünyadaki sınırlamaları ve olasılıklarımızı fısıldar. Harekete geçmeye yönelik seçimlerimizi tanınlamamıza yardımcı olur. Bu vesileyle elde edeceğimiz sonuçlar üzerinde büyük bir etkisi vardır.

İnsanda bu iki zihniyet de mevcuttur ve her daim mevcut olacaktır. Bunlar insanı insan yapan, değişmez parçalardır. Herhangi bir anda, öğrenen ve yargılayan benliklerimizin karışımıyızdır. Bazen öğrenen benlik, bazen yargılayan benlik baskın çıkar.

Yargılayan zihniyetin özellikler şöyledir:
- “Her şeyi ben bilirim” yaklaşımı
- Tepkisel ve otomatik
- Genelde sorun odaklı
- Kazan/kaybet yaklaşımında
- Yanlışa odaklanan
- Ret, savunma, saldırı yönelimli
- İnatçı, katı
- Suçlama ve şikayet eğilimli
- Kaynakların az olduğunu varsayar
- Değişime direnen
- Geri bildirime kapalı

Öğrenen zihniyetin özellikleri ise şöyledir:
- Acemi yaklaşımı, çocuk merakı
- Yanıt veren ve düşünceli
- Tarafsız, araştırmacı, raporlayıcı
- Çözüm odaklı
- Kazan/kazan yaklaşımında
- Doğruya odaklanır (kendi doğrusundan ziyade mutlak doğruya)
- Kabullenici, uzlaşmacı, öğrenmeye açık
- Esnek ve uyumlu
- Suçlama ve şikayetten kaçınır
- Kaynakların yeterli, olasılıkların sınırsız olduğunu varsayar
- Değişimi kucaklar
- Geri bildirimi bir araç olarak benimser

Bu özelliklerden de anlayacağınız gibi, gelişmenin, ilerlemenin ve eylemlerimizin ve davranışlarımızın bize ve çevremizdekilere hizmet edebilir şekle gelebilmesi için öğrenen benliğimizin baskın olduğu bir zihniyet geliştirmemiz kritik önemde. Öncelikle “kendimize” karşı, sonra çevremizdekilere karşı.

Profesyonel koçluk hizmeti verdiğim müşterilerimin çoğunun konuşmak istedikleri konularının özünde kendileri ile ilgili vardıkları yargılar yatıyor. Hatta kendilerini yargılamadan infaz ediyorlar. Kendilerini kolaylıkla yargıladıkları için başkalarını daha da hızlı yargılıyorlar...

Kendine karşı yargılayan zihniyette olan bireylerin ortak özellikleri şöyle:
- Düşük enerjili
- Düşük özgüvenli
- Düşük özsaygısı olan
- Kötümser
- Depresif

Bunu takiben başkalarına karşı da yargılayan bir zihniyetle yaklaşıyorlar ve bunun sonucu olarak etrafındakilere şu tutumları sergiliyorlar:
- Öfkeli
- Düşmanca
- Dışlayıcı
- Anlaşmaktan kaçınan
- Suçlayıcı

Peki bu hiçbir faydası olmayan yargılayan zihniyetten kurtulup ilerlemenin tek anahtarı olan öğrenen zihniyete nasıl geçiş yaparız?

1. Fark edin. Bir durumla karşılaştığınızda ani bir tepki vermeden evvel kendinize şu soruyu sorun: “Yargılayan zihniyette miyim? Olmak istediğim yer burası mı? Bu bana istediğim sonuçlara ulaşmak adına nasıl hizmet edecek?”

2. Seçeneklerinizi araştırın. Öğrenen zihniyete geçebilmek için elindeki fırsatlar neler? Oraya nasıl geçebilirim? Neyi seçiyorum?

3. Seçiminize bağlı kalın, yolda kalın.

Lütfen not alın: Yargılayan zihniyetiniz var ve hep var olacak. Bunu kabul edin. Ancak öğrenen zihniyeti uygulayın. Bu sizin duygu ve düşünceleriniz üzerindeki hakimiyetinizi arttıracak ve eylem ve davranışlarınızı size hizmet edecek şekilde evirecektir.

“Öğrenim, aklın gücünü geliştirir.”  Horatius

Sağlıcakla,