Vallahi de billahi de pes…
Eskilerin kendilerine ters, bir şeyle karşılaştıklarında ilk ağızlarından çıkan söz:
“Aman Allah’ım tövbe, başımıza taş yağsa yeri. Ya da taş yağacak” olurdu…
Şimdilerde taştan daha yaralayıcı, incitici anlamsız sözler havalarda uçuşuyor, inananları yaralıyor, isyan ettiriyor…
Kendilerini kutsal dinimizin, imanımızın sahibi sanan, bu konuda ahkâm üstüne ahkâm kesenler, fetva üstüne fetva verenler…
Biliniz ki; İslamiyet, Müslümanlık sizin anlama yeteneğinizin kapasitesi kadar basit değil.
Din… İslamiyet… Müslümanlık… Bu kutsallıklar sizin her olur olmaz şeylerde gönlünüzce kullanacağınız bir olgu değil!
Kutsaldır kutsidir!
Haddinizi bilin!
Kuracağınız her cümlede; İslamiyet’le, Müslümanlıkla ilgili kullanacağız her kelimeyi özenle seçmek; kişilerin kutsallarına dokunuyor muyum diye defalarca düşünmek mecburiyetindesiniz.
İnananların kutsallarıyla oynamaya, bu kadar hakkınız yok.
Şimdi denecek ki…
Yahu arkadaş Antep niiireee Esenyurt niiireee diyeceksiniz!
Demeyin öyle.
Kimileri gözlerimizin içine baka baka inançlarımızla oynama küstahlığını sergiliyor…
Yok, böyle bir dünya…
Benim özelimle, inançlarımla itikatlarımla oynamaya kimsenin ne hakkı var ne hukuku var…
Başımıza yağdırdığının utanç lafları.
Yeter!
İstanbul – Esenyurt’un atanmış belediye başkanı:
“Burayı kayıp edersek; Kudüs’ü kayıp ederiz, İslam’ı karıp ederiz, Mekke’yi kayıp ederiz… “
Yeter be!!!!...