Ben ülkemde ahır ömrünü kira kira gezerek, ev ev dolaşarak hasbelkader bir tek emekli maaşıyla bitirmeye çalışan ve de geçinmeye çalışan milyonlardan birisiyim!

Eşimle birlikte ahır ömrümüzde işleri başlarından aşkın çoluk çocuğa yük olmadan:

Aman şunu muz kalmadı, oğlum-kızım, aman bunu muzuz eksik demeden, tamlamaya…

Bunu yaparken de elimizden geldiğince, elektrikten, sudan, doğalgazdan tasarruf etmeye çalışıyoruz.

Diyelim ki…

Şu anda oturduğum eve bir ay kadar önce taşındım.

Yukarıda da dediğim gibi eşimle ben, elimizden geldiğince elektriği az kullanmaya ki:

Hava tam kararmadan elektrikleri yakmamaya…

Odalarda tek ampul kullanmaya…

Gerekmedikçe de televizyon açmamaya…

Doğalgazdan azami tasarruf için:

Sadece oturduğumuz, bir tek odayı ısıtarak…

Üşütüp hasta olmamak için, yalnız oturduğumuz sıcak olan odada yemeye-içmeye çalışarak…

Suyu azami bir şekilde az kullanmaya çalıştığımız şu günlerde…

Diyelim ki…

Bizden önceki, kiracı kalabalık bir aileydi… Okula giden çocukları vardı…  Genç kızları, genç oğulları vardı!

Bu çocukların geç vakitlere kadar derse çalışmaları gerekiyordur ki, herhalde karanlıkta derse çalışılmaz?

Gün boyu bütün kadın programlarını izleyen genç bir kız…

Diğer bir odada gönlünce kanal gezen genç bir delikanlı…

Çıktığı odanın elektriğini söndürmeye akıl erdiremeyen, elini yıkarken suyu şarıl şarıl akıtan ve de işi bittiğinde suyu kapatmayan küçük bir yavru…

Hatta bu aile ile iki kişilik bir ailenin çamaşır makinesini kullanmamız bir mi, bir olabilir mi? Biz haftada bir defa kullanırsak bu aile haftada iki-üç defa kullanır!

Yukarıda iki şıkta, iki aile arasındaki farklılıkları anlatmaya çalıştığım ev hali gerçeğinde…

Son üç aylık sarfiyatın ortalamasında bana yüklenecek aşırı harcamanın benimle bir ilgisi olmadığını, olmayacağını ilgili birimlere nasıl anlatacağım?

Bana ve benim gibi olabildiğince iktisatlı davranmaya çalışan kiracı insanların bu aşırı sarfiyattan sorumlu tutulmasının anlamı ne?

Yazık değil mi bana ve benim gibi mütevazı bir yaşam sürdürmeye çalışan insanlara?

Bu anlamsızlığı kim çözecek?

Biz bu anlamsızlığı kime ne şekilde anlatacağız, nasıl anlatmalıyız?

Yazık değil mi şu soğuk günlerde tek bir odada üşümemeye çalışarak,  yaşamlarını devam ettirmeye çalışan yaşlı insanlara, garibanlara?  

Kıt-kanaat geçinmeye çalıştığımız emekli maaşımızı böyle bir adaletsizliğe karşı nasıl koruyacağız?

Bunun hesabını kime, kimlere soracağız?

Yarabbi!...

Sen oturduğu masayı hakkıyla dolduran, hakkını veren, gereklerini laikiyle yerine getiren insanlarla yaşamayı, muhatap olmayı nasip eyle, biz gariban; dalı-budağı olmayan kullarına!!!

Amin!