Sınav motivasyonu diye bir kavramı çocuğun hayatına sokarsak kaygıya tavan yaptırmış oluruz.
Çocukları asla başlangıç veya bitişlere odaklanmayın. Onları her zaman yaşamsal süreçlere odaklayın.
Sınav kavramı tek başına ele alınınca korkunç bir canavar hâlini alır. Çünkü sonunda olmak veya olmamak gibi durum ortaya çıkar. Bu da çocuğu kaygıya hatta psikolojik rahatsızlıklara sevk eder.
Oysaki hepimiz çok iyi biliyoruz. Yaşam bir süreç ve doğru karar verme işidir. Dikkat edin! Aynı üniversiteden mezun ve aynı işi yapan insanların yetkinlikleri, başarıları ve mutlulukları birbirinden farklıdır.
Hatta aynı kurumda çalışıp aynı maaşı alan insanlarının bile maddi ve manevî yaşamları birbirinden çok çok farklıdır.
Bu durumun temelini yanlış algılarımız yatıyor. Şu bölüme git hayatın kurtulur... Bu kuruma gir hayatın kurtulur...
Hayat kurtulacak bir şey değildir! Hayat üzerine konularak yaşanacak güzel bir süreçtir.
Çocuğa vermemiz gereken bilince ve motivasyon konuşmasına gelince:
Yaptığın çalışma ve verdiğin emek seni mutlaka bir bölüme taşıyacak. Bu bölüme gitmek sana öncelikle yeni bir sosyal yaşam ve yeni ufuklar getirecek. Sonrasında kendine katman yeni donanımlar olduğunu fark edeceksin. Süreç içerisinde onları da (yabancı dil, sertifikalar, projeler, yurt dışı projeleri, yüksek lisans...) güzelce edinmelisin. Tâbi ki bu arada yaşamın tadını çıkarmayı asla ihmal etme. Çünkü yaşam ertelenmez. Hem oku hem de yaşa...
Unutma! Üniversiteye yüksek puanla girmekten daha önemli olan şey üniversiteden yüksek donanımlarla mezun olmaktır... Ki günümüz dünyasında öğrenme ve çalışma anlamında sınırlar kalkmıştır...
Bu noktadan sonra sınav sonrası sürece odaklanacak olan çocuğumuz zaten kaygıyı bir kenara bırakacaktır. Sınav şöyle... Sınav böyle muhabbetleri her şeyi berbat eder...
Çocuklarınızı asla başlangıç veya bitişlere değil her zaman süreçlere odaklayın...