Yaşlılığın tam anlamıyla hükmünü sürdürdüğü, kendini belli ettiği bir döneme girdiğimiz artık aşikâr…
Çünkü istemesem de, yazılarıma ara vermek zorunda kalıyorum. Bu da beni çok rahatsız ediyor etmesine, ama yapacak başka bir şey yok!
Gelelim asıl konumuza…
Ne hakkınız var, benim kendi hür iradenle ve de akılımın erdiğince yapmaya çalıştığım ibadetimi engellemeye???
Yapıldığı muhit nüfusunun kat be kat üstünde! Dünün ihtişamlı gösterişini yaşatmaya çalışılarak, ülkenin hemen her yerinde yapılan yapılmasına devan edilen binlerce kişilik camiler…
Güzel…
Camilerimiz, inanalar için yani bizim için en kutsal mekânlardır! İnanlar kendi hür iradeleriyle; inançlarına göre ibadetlerini yerine getirmeye çalışır, çalışırız camilerimizde!
Ve ibadetlerimizin temeli; sadece ve sadece Allah’a ibadet, onun rızasını kazanarak, üzerimize borç olan namazınız ifa etmektir…
Ve inanan kişi camie girerken caminin şatafatlı yapısına süsüne, şunu suna bunu suna bakmaz…
Sadece Allahın evinde üzerine farz olan namazını eda etmek için girer…
O kadar!
Yukarıda da değindiğim gibi, yaşlılığın kimi etkileri istemesek de ibadetlerimizde ufak tefek değişiklikler yapmaya zorlar, bizleri…
Şu gerçek kesinlikle göz ardı edilmemeli…
“İbadet zorlaştırılmamalı, kolaylaştırılmalı…” Buyurulmuştur!
Kimilerinin kendi uydurma yorumlarının etkisi altında kalınmadan inandığı şekilde ibadetini ifa etmelidir, kişi…
Bununda tek yolu: Dilimize çevrilmiş olan Kuran-ı Kerim ve dini vecibeleri gerçekliğiyle anlatan İLMİHALLERDİR…
Yok, şu hocanın, yok bu hocanın fetvasıyla dini ibadetleri yerine getirmek sevaba gireyim derken günaha batmaktan başka bir işe yaramaz…
Diyelim ki, inana bir arkadaşımız evinden çıkmadan önce abdestini alarak evinden çıktı…
Bu inanan kişi yaşlıdır!
Sıhhati gereği namazın uyulması gereken bazı şartlarını yerine getiremiyor ki; zaten dinimiz bu değişikliklere cevaz veriyor!
Yapılabilecek bazı değişikliklerinden birisi de oturup kalmakta zorlanan… Eğilip doğrulmakta zorlana kişinin yere oturarak, bağdaş kurarak namaz kılması. Bir sandalyede, bir iskemlede, bir kanepede namazını ifa etmesi caizdir!
Ancak…
Ne akla hizmetse…
Camilerimizde iskemleye, sandalyeye vs ye oturarak namazlarını ifa etmeleri engelleniyor!
Neden?
“Ağamın gönlü öyle istedi” herhalde!
Gelelim abdestini alarak evinden çıkan inanan Müslüman’a:
Adamın evi üniversite civarında. İşlerini görmüş evine dönmek üzere Balıklı Otobüs Durağında otobüs beklemek için oraya doğru gidiyor. Tam Hüseyin Paşa Caminin önünden geçerken ikindi ezanı okunuyor. Ne yapar bu adam? “Abdestimde var, ezanda okunuyor, namazımı cemaatle kılayım” diye camie girer…
Ama boşa girer…
Neden?
Nedeni… Ne akla hizmetse ülke genelindeki diğer bütün camilerde olduğu gibi bu camide de oturarak (sandalye, iskemle, oturak, sıra) namaz kılma yasaklanmıştır…
Ve bu inan Müslüman bir iskemleye oturarak ancak namazını ifa edebilmektedir!
Bire gafil sen benim ibadetime nasıl ve neden mani olursun? Ben yanımda bir oturacak bir şey taşımaya mecbur muyum?
Ve ben camie namaz kılmak için giriyorum. Başka bir niyetim yok!
Ve namazımı ifa ettiğim yer yeter ki namaz kılmaya müsait temiz bir mekân olsun…
Burası bir havra da olabilir, bir kilise de olabilir, bir ağaç gölgesi de…