Bana kalırsa İYİ Partililer çok ama çok yerinde bir ağırbaşlılık gösterdiler.
Belki hesap kitap yapılarak, beklide gelişmeler göre, belki de adam sende denilerek. Bunun şeklini, nedenini benim bilmeme imkân yok. Ama her ne hal ise çok isabetli bir oluşum!
Çünkü hiçbir zaman hastalık derecesinde bir siyasi partiye gönülden bağlamadım… Benimkisi de işte böyle bir şey.
Hani denir ya: “Anamın eğirdiği, babamın dokuduğu.”diye, ben de hep büyüklerimizin izinden gittim.
4 Nisan MHP’nin Kurucu Genel Başkanı Alpaslan Türkeş’in ölümünün 21’inci yılıymış, Allah rahmet eylesin.
Merhumun mezarı başına binlerce ülkücü toplanarak merhuma bağlılıklarını göstermiş.
Haliyle şu anda MHP’nin günümüzdeki yöneticileri de saygılarını, bağlıklarını göstermek için yekvücut Ankara Beştepe’deki anıt mezarda bir araya gelmişler.
Ve Sayın Devlet Bahçeli törende:
“O, ihanete karşı imanın, yıkıma karşı dik duruşun, tuzaklara karşı milli şuurun, teslimiyete karşı milliyetçi onurun sembolleşen ismi olmuştur.”
Güzel…
Asıl güzel ve anlamlı olan ise – naçizane bana göre – aynı felsefi düşünceden gelen, ancak kendi aralarında ki bazı ayrışımlar neticesinde birbirlerinden ayrılan ve aynı felsefi temaları ayrı ayrı tellerden çalan, dünün can ciğer, bu günün ise düşman kardeşleri olan İYİ PARTİ’NİN Türkeş’in mezarı başındaki anma törenine katılmayışları hiçte hoşa gitmeyecek bazı olayları önlemiş oldu, derim.
Mutlaka bu iki gurup birbirisiyle bir şekilde takışırlardı…
İYİ Parti yöneticileri böyle bir olasılığı düşünerek MHP’lilerle ve yöneticileriyle karşılaşmamak için, o tören sırasında orada olmama kararı almışlarsa çok ama çok önemli ve de takdire şayan bir karar almışlar…
Hani çamura bulaşmamak için çalıyı dolanmış olmuşlar…