Mevlana der ki: ‘’Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür.’’
Aşk da böyle bir şeydir. Bazen, karşınızdaki size bütün samimiyetiyle, bütün saflığıyla gelir. Kalbi tertemizdir, niyeti açıktır, sevgisi dürüsttür. Ama sizin gözünüzdeki perde, kalbinizdeki kırık, zihninizdeki tortu; onun güzelliğini olduğu gibi görmenize engel olur.
Aşk, bakışın berraklığıyla çoğalır. Eğer içinde geçmişin yaraları, eski hesapların küskünlüğü, güvenin parçalanmış izleri varsa; en güzel bahçe bile size diken gibi görünür. Oysa sorun ne bahçededir ne çiçekte… Sorun, pencerenizdeki kirin, ışığı doğru geçirmemesindedir.
Mevlana’nın sözünü aşka uyarlarsak; sevdiğiniz insanı doğru görebilmek için önce kendi pencerenizi silmeniz gerekir. Önce kalbinizi yıkamalı, eski defterleri kapatmalı, yarınlara temiz bir sayfayla bakmalısınız.
Çünkü sevgi; sadece ‘’onu olduğu gibi sevmek’’ değil, ‘’onu doğru görmektir’’ de. Ve bilmelisiniz ki, yanlış bir gözden doğru bir aşk büyümez.
Unutmayın, çiçek çamurla kirlenmez; çamur, sadece yanlış gözde çiçeğin üstüne bulaşır. Ve aşk, temiz bir bakıştan doğarsa, hem çiçek hem pencere güneşi daha çok sever.
Oysa aşk, karşısındakinin size sunduğu kadar değil, sizin görebildiğiniz kadardır. Sevgi, sadece ‘’var olanı sevmek’’ değil; ‘’onu doğru görmektir’’. Doğru görebilmek içinse önce kendi pencerenizi silmeniz gerekir. Kendi yaralarınızı iyileştirmeden, geçmişin gölgelerinden çıkmadan, ‘’yeni’’ diye gelen hiçbir sevgiye hakkıyla dokunamazsınız.
Aşk o yüzden, önce içte başlar. İçinizi arındırmadan, dışarıdaki güzelliğe adil bakamazsınız.
Çünkü sevgi ışık gibidir…
Kirli camdan süzülse bile, ışık hala ışıtır. Mesele, camı temizleyip ışığın gerçek haline kavuşmasına izin vermektir.
Unutma…
Kalbin bulanıksa, en berrak su bile sana bulanık görünür.
Sevgiyi doğru görmek istiyorsan önce kendi camını sil, kendi gözünü arındır, kendi yüreğini temizle. Çünkü bazen aşkı bulmak, doğru insanı aramak değil; doğru gözle bakmayı öğrenmektir.
Ve bil ki, pencerenden güneş girecek kadar temiz bakarsan… Dışarıda hep çiçekler açar.