Hani denir ya;
Camii ne kadar büyük olursa olsun, hoca bildiğini okur. Bu gerçeği zorlamak “abesle iştigaldir.”
***
Ülkesinde kız öğrencilerin matematik ve fen derslerine girmelerini dahi lüzumsuz gören İRAN Yüksek Öğretim Bakanı olan zat ile yine aynı ülkenin Ulusal Müze Direktörü hanımın kimsenin olmadığını sandıkları bir asansörde öpüşürken güvenlik ya da gizli bir kameraya yakalanmışlar.
***
Şimdi bu olay gösteriyor ki, her nerde olursa olsun, şartlar ne kadar zorlarsa zorlasın yine kadın kadındır, erkek erkektir. Yaratılışlarının dürtülerine bir yerde gem vuramazlar.
Bu bakan dürüst mü dür, liberal midir? Kesinlikle hayır hiç birisi. Bu adam hilekârdır, riyakârdır.
***
Herkesin gözü önünde dindar tavırlara yat, gözden uzak yerlerde bildiğini yap.
***
Mevlana Hazretlerinin dediği gibi, ,insan; ya göründüğü gibi olmalı ya olduğu gibi görünmeli.
***
Bu bakanın ve müze direktörü nün yaşadığı ülke taassubun, dini aldatmacanın uç noktalarında olan bir ülke. Herkesin içinden geçeni “din’i” gerekçe göstererek yasaklayan bir ülkede böyle olayların yaşanmasını ben pekte dikkat çekici bulmuyorum. Çünkü bu ve buna benzer olayların bilinmezde çok örneklerinin olacağı kanısındayım.
Bu olayda gösteriyor ki, böyle bir rejimde samimiyet aramak, dürüstlük aramak olmayacak bir şey.
Herkesin gördüğü yerde sapına kadar dindar görün, yalnız kaldığında da riyanın öbür yüzünü yaşa.
İşte o ülke rejimini gerçek yüzü.
***
Ama ne yazık ki gerçeğin kendisi de şu benzetme olsa gerek.
Hani her gün muntazaman yemini, suyunu verirsin. Kucağına alır dakikalarca başını okşar, mırıltısın zevkle dinlersi. Sana her şeyiyle mecbur olduğunu sandığın sevgili kedini biraz sıkıştırınca nimetini unutup nasıl yüzünü tırmalarsa; bu ülke ve benzer ülkelerde yaşayanlarda kedi misali fırsat buldukça böyle kaçamaklar yapar, yüz tırmalarlar.
Bu durum o ülkelerdeki totaliter rejimi etkiler mi? O da ayrı bir konu. Hiç sanmıyorum.
***
Peki değişen ne olur?
Böyle kaçamaklar yapmak durumunda kalanlar, bir süre biraz daha dikkatli olurlar, o kadar.