Erdoğan’ın tutumu, Bahçeli’nin çağrısı, bazı güçlerin istediği ortam oluşmaya başladı. Apo, İsrail, ABD, şeytan üçgeni içinde yer alan Türkiye’yi parçalamak için yapılan bütün planlara dahil etmek için iktidar heveslilerini kullanmasını iyi biliyor. Bu gidiş bir ülkenin bir ulusun sonu olabilir. Yiğitsin diye candan, bonkörsün diye maldan ederler.

 ABD ile onun emrindekiler, Erdoğan’ın her koltuğuna beş karpuz koymuşlar, gerçekleri görmek için, gözünü açacak kafasını kaldıracak yer bırakmıyorlar. İktidar koltuğu o kadar mest etmiş. Bunu bilen dış mihraklar, ABD yanlıları, Türkiye Cumhuriyetine karşı alerjisi olan bütün düşünceliler, ekle ekleyebildiğin kadar yani  75 milyonun üzerindeki ülkede yaşayan halkın yüzde altmışı hariç, geriye kalanlar çıkar, menfaat, koltuk kavgası ve korku imparatorluğundan çekindikleri için, yüzde yirmilik bir kesim de sesini çıkarmadığı için, bütün güçler arkamda diyen iktidar partisi ve özellikle, hükümeti oluşturan kabine üyeleri ve onların yakınlarının destek verdiği kişiler  yanlışa doğru giderken, belki de AKP içinde rahatsız olanlarda var.Ama korkunun ağır basmasından seslerini çıkaramıyorlar.

Buna en çok sinirlenen Milliyetçi geçinen Bahçeli, yani AKP’nin geçmişteki koltuk değnekçisi, bazen gürlüyor. Tıpkı baharda gök gürleyip yağmur yada dolunun yağdığı gibi, ama çabuk geçer. Şimşek çakar güneş açar  ona benzer tutumlarla bir anlam taşımayan, sarhoşun nara atması gibi,meydanlarda ülkücü gençliği kışkırtmaya başlaması  ve sokağa dökmek istemesi , geçmişi hatırlatmaya başladı.

 Madem iktidara gücünüz yetmiyorsa, CHP, MHP, gelin o koltuklardan kalkıp sineyi millete dönün. Yani meclisten ve vekillikten istifa edin. Bakın iktidar nasıl kendiliğinden, halka gelecek. Ama hem, iktidara gücünüz yetmeyecek, hem de meclisi işgal edeceksiniz. Ne var yani milletvekili olarak kalırsanız neyiniz artacak. İşte tam karar vermenin zamanı, halkı sokağa dökeceğinize kendiniz sokağa inin.