Hayat bazen adil davranmaz. Ne kadar doğru yaşarsan yaşa, ne kadar temiz kalırsan kal, ödül gibi bir mutluluk sunmaz sana. Ama içimde biliyorum ki, ben hiç hiçbir zaman kendimden vazgeçmedim. Hayatıma giren kimseyi aldatmadım, ne kalbimle ne de düşüncelerimle. Birine ‘’varım’’ dediysem, başka birine bakmadım bile. Bu çağda en büyük sadakat sınavını geçtim belki de; hem kalbime hem vicdanıma ihanet etmedim.

Maddi ya da manevi, kimseden karşılık beklemedim. Kimseden beslenmedim, kimseye yük olmadım. Düşsem de kendi dizlerimden güç alarak kalktım. Hayatın bana vurduğu her darbede bir parçam eksildi belki ama hiçbiri beni karartmadı. Çünkü ben, yıkılmamakla değil; yıkılsam bile doğrulmakla gurur duydum.
Bugün dönüp bakıyorum, ‘’ Bunların mükafatı ne oldu diye?’’ soran olursa, cevabım net: Hiçbir şey.
Ama biliyor musun? Ben, karakterimden taviz vermemenin huzurunu taşıyorum. Kimsenin vicdanına borcum yok, kimsenin kalbinde bir leke değilim. Bu dünyada herkes bir şeyler kazanmak için uğraşırken ben, kaybetmeden durabilmenin sessiz onurunu yaşıyorum.
Bazıları için başarı; para, güç, statüdür. Benim içinse bir bakışta utanmamak, bir aynaya dik dik bakabilmektir. Herkesin kalabalıklarda kaybolduğu yerde ben kendi yolumda, yalnız ama başım dik yürüyorum.
Çünkü en büyük mükafat, benliğini kaybetmeden bu dünyada kalabilmektir.
Hiçbir şey kazanmadım belki, ama her şeyin ötesinde bir şey oldum; Kendim.