Hayatın en büyük imtihanlarından biri, kimi hayatında tutacağına, kimi de sessizce sileceğine karar verebilmektir. Hepimiz biliyoruz ki, bazı insanlar vardır; varlıklarıyla içimizi daraltır, sözleriyle kalbimizi kırar, davranışlarıyla değerimizi sorgulatır. İşte tam da bu noktada insan, kendi kendine eşik belirler: ‘’ Artık bu kişiyi dikkate almama gerek yok.’’
Benimde oldu. Sessizce sildiğim, yok saydığım birkaç insan var. Öyle kavga ederek, hesap sorarak değil; sadece kendi içimde defterini kapatarak… Ancak birçok uyarıya rağmen bunu yapıyorum. Çünkü bazen en büyük tepki, hiç tepki vermemektir. Görmezden gelmek, enerjini geri çekmek, hayatına açtığın kapıyı usulca kapatmaktır.
Bir insandan insani vasıflarıyla ilgili şüpheye düştüğüm an, içimde bir alarm çalar. O andan itibaren, kendi adıma koyabileceğim en net tepkiyi koyarım: bağımı keserim. Çünkü insanın ruhunu, kalbini, değerlerini koruması için bazen en güçlü silahı ‘’yok saymaktır.’’
Hayat, yanına kimi alıp kimi geride bırakacağını seçme cesaretidir. Ben de kendi yolumda yürürken, artık yük olmaya başlayanları geride bırakmayı öğrendim. Biliyorum ki sildiklerim, aslında bana kendimi daha iyi seçmeyi öğretenlerdi.
Ve sonunda fark ettim: Bazı insanlar eksildiğinde değil, silindiğinde insan tamamlanıyor.
Her sildiğim insanla yüklerimden kurutuluyor hafifliyorum ve bana daha berrak bir hayatın kapısını açıyorlar bilmeden.