İnsanların bu kadar hızlı sıkılıp, sürekli ilişki değiştirmesine bakınca midem bulanıyor. Sanki bir insan, bir insanla yetinemez oldu. Doyumsuzlaştık. Kirlenip kötüleştik. En çok da samimiyetimizi kaybettik bu gönül işlerinde.

Artık mesele aşk değil, dostluk değil, vefa değil. Her konuda böyle olduk. Menfaatlerimizi ilk sıraya koyduk. Birini tanımaya çalışmak yerine, ‘’ iyi evi var mı, arabası var mı, bana bir şey sunabilir mi?’’ diye bakıyoruz. Oysa gerçek bağ, birlikte gülmekte değil sadece; soğan ekmeği paylaşabilmekte gizli.

Bugün imkânımız olabilir, yarın olmayabilir. Hayatın garantisi yok. İşte bu yüzden en değerlisi; her şartta, her koşulda yanımızda dimdik duracak insanlar olmalı. Gücüyle değil, varlığıyla güven veren, sevgisiyle taşıyan, yoklukta da elini bırakmayan insanlar olmalı.
Allah nasip etsin; yolumuz, samimiyetini parayla ölçmeyen, sevgisini şartlara bağlamayan, gönlünde vefalı olan insanlarla kesişsin. Çünkü gerçek aşk da, gerçek dostluk da varlıkla değil yoklukla sınanır.

Ve biz, kalabalıkların sahte ışıltısında değil; yoklukta bile yanımızda duran bir yüreğin sıcaklığına muhtacız. Çünkü gerçek mutluluk, varlıkta şımartanın değil; yoklukta sahip çıkanın kalbinde saklıdır.