Hani hep " Hayat bir salıncak gibidir. İki uç arasında gidip gelinir. Bu iki uç ise ;yaşamak ve ölmektir. Bu yüzdendir ki, ne yaşadığımız belli,ne de öldüğümüz..." derdin ya annem…
Ben seni anlamazdım, hani hep sana "anne yaşıyoruz işte:nefes alıyoruz, yemek yiyoruz, büyüyoruz." derdim; şimdi anladım annem. Ne dediğini, demek istediğini şimdi anladım.
Meğer yaşamak: yaşamsal faaliyetleri yerine getirmek değilmiş sadece... İnsan yaşarken de ölebiliyormuş meğer... Anladım annem, ne demeye çalıştığını belki biraz erken anladım ama olsun. Hayatın gerçekleriyle erkenden yüzleşmiş oldum. İçim ölüyken dışımı hayat dolu göstermeye şimdiden alıştım. Bu yüzden ileride zorlanmayacağım. Bu iyi oyunculuğum sayesinde herkes beni iyi sanacak ya da ben öyle sanmalarını isteyeceğim. Her neyse ben de artık o yaşamla ölüm çizgisini kavramış oldum;
Yaşam: dışarıya yansıttıklarımız, ölüm: kendi içimizin o en derin uçurumlarıymış... ve biz insanlar sürekli o iki uç arasında gidip geliyormuşuz. Bu yüzden hayatı salıncağa benzetiyormuşsun...
Belki hâlâ tam anlamıyla anlamadım fakat ne demek istediğine dair bir öngörü oluştu.
Bu bile yetmez mi be annem, hayatı tanımak için?...