Ne yaşadık biz?
Şimdi neler oldu bir bakalım.
Göztepe mağlubiyeti ile Burak hoca soyunda odasına girer girmez “ben 2 hafta sonra yokum” dedi. Herkes şaşkınlar içerisinde kaldı. Sonra basın açıklamasında da bunu dile getirdi. Eksik oyuncular vardı, oynayanlarında gövde gösterisi yapmasını bekledim falan filan. Bunlara sözümüz yoktur. Lakin, konuşmasına bir anda “farklı şeyler var. bu şehirde siyaset fazla biliyorum. Ben hiç kimsenin adamı değilim” diye geçiş yaparak, kendi başarısına değinip, “tribünün arkasından bana küfür ettiler.” Sonra tekrarla “ben hiç kimsenin adamı olmadığım için kabul etmiyorum” dedi. Sonra da iki maç sonra burada olmayacağını söyledi.
Sonra ise istifa ederek gitti. Giderken sadece futbolculara teşekkür etti. Yönetimden de bazıları bunlara atıfta bulunarak eleştirdi. Tabiri caizce bu tavrıyla herkesin tepkisini aldı ve gitti. Sonra şok etkisiyle bir anda nasıl olduysa tekrar anlaşıldı. Gerçekten çok enteresan şeyler yaşıyoruz. Bir anda sanki hiç yaşanmamış gibi herkes kabullendi. Kimsenin adamı olmayan Burak Yılmaz takıma geri döndü. Gidişine sözler sarf edenler başına taç etti. Şimdi işin neresinden bakacağız?
Önce bol keseden tweetler atıldı, sonra tweetler silindi. 1 haftalık kaos yaşatıldı. Sonra da üstü kapatılmaya çalışıldı. Tribünler küfür etmiş falan, yalan... Bende bizzat ordaydım. Üç beş kişinin ettiği küfürle böyle açıklamalar yapılamaz. Kaldı ki bu işin doğası budur. Tabi ki doğru değil ama futbolda maalesef bunlar var. Sonra kimsenin adamı olmayan Burak Yılmaz nasıl oldu da geri geldi. Yönetim kendisine yapılan bu saygısızlığı nasıl oldu da kabul etti.
Bu işin neresinden bakarsak bakalım, bu saatten sonra bu dikiş tutmaz. Bu ayıp da ikinci Sumudica misali yönetime yazılır.
Gerçek Gaziantep taraftarı ise bunu unutmaz. Devre arası falan derken yaklaşık 1 ay sonra evinde oynayacağı müsabakada göreceğiz. Umarım taraftar sindirmiş olur.
Mutlu Haftalar…