“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız” diyen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili olarak Ahmet Niyazi Banoğlu’nun “Nükte ve Fıkralarla Atatürk” isimli kitabından bir anıyı, bu mutlu günde siz değerli okuyucularımıza aktarmak istedim.

         ***

         “1935 senesi idi. Ortalıkta, Atatürk’ün Çanakkale’ye geleceği rivayetleri dolaşıyordu.

         O zamanlar dünyanın bazı yerlerinde olduğu gibi, memleketimizin de bazı bölgelerinde Yahudiler aleyhinde bir hareket göstermişti. Bu hal karşısında bütün Museviler mallarını, mülklerini satarak yolculuğa hazırlanıyorlardı. Bunlar, o zaman rivayet olunduğuna göre Filistin’e gitmek istiyorlardı.

 

         İşte bu sıralarda ‘Atatürk Çanakkale’ye geliyor’ dediler. Çok sevindim. Çünkü Atatürk’ü hiç görmemiştim. Heyecanla Atatürk’ün geleceği Balıkesir Caddesi’ne dikildim. Bu esnada yanımda bulunan birkaç Yahudi’nin fısıltı ile pek hararetli olarak konuştuklarını gördüm.

         Alakadar olmaya vakit kalmadan karşıdan birkaç otomobil göründü. ‘Atatürk geliyor’ sözü yeniden ağızdan ağıza dolaştı. Halkın ‘yaşa, varol!’ nidaları arasında Atatürk, otomobilinden indi.

Alkışlar devam ediyor, O da halkın arasında ilerliyordu. Garip bir tesadüf ve talih eseri olarak Atatürk bizim önümüze gelince, hafif bir duraklama yaptı. Halka bakıyor ve kalabalığı selamlıyordu. Tam bu esnada yanımda bulunan ve biraz evvel fısıltı halinde fakat hareketli konuşan Yahudilerden biri, ileriye doğru yürüdü ve Ata’nın önüne atıldı. Muhafızlar mani olmak istedi. Atatürk:

         -Bırakın gelsin! dedi.

         Musevi vatandaş, Atatürk’ün önünde ellerini açtı, omuzlarını yukarıya kaldırarak şöyle dedi:

         Paşam, bizi kovuyorlar. Biz ne yapacağız?

         Atatürk bu şekilde, önüne atılan adamın ne demek istediğini ve kim olduğunu derhal anlamıştı. Buna rağmen sordu:

         -Sen kimsin?

         -Ben Paşam, Çanakkale Musevi’lerinden Avram Palto.

         -Sizi kim kovuyor? Hükümet mi? Kanun mu? Polis mi? Jandarma mı? Bana söyle?

         Musevi vatandaş durakladı, şaşaladı. Biraz sonra kendini toparlayarak cevap verdi:

         -Hayır, Paşam halk kovuyor.

         Atatürk, bu adamın yüzüne dikkatle baktı, gülümseyerek şöyle dedikten sonra yürüyüp gitti:

         “Halk isterse, beni de kovar.”

         ***

         Cumhuriyete ve demokrasiye ne kadar çok inanan bir lider değil mi Atatürk!

 

                                                            Orhan YALKIN