Kalpleriniz kararmış, edep unutulmuş, sevgi şekil değiştirmiş…
İnsan, kalabalık ilişkilerin gürültüsünde aslında kendi yalnızlığını dinliyor. O yüzden ruhunuz daralıyor, huzursuzluk kalbinize çörekleniyor. Çünkü sahte gülüşlerin, yarım kalmış dokunuşların, samimiyetsiz sözlerin arasında gerçek sevgiyi bulamıyorsunuz. Bulamayacaksınız da.
Oysa sevgi böyle olmamalıydı. Sevgi, insanın içine huzur veren bir şarkı gibi akmalıydı. İki kalbi aynı ritimde titreten, gecenin karanlığında bile el ele yürütüp ışığa çıkaran bir yol arkadaşı olmalıydı. Ama siz kalabalığın içinde kayboldukça, sevginin gerçek yüzünü unutuyorsunuz. Oysa aşk, sadakatin adıdır. Birinin gözlerinde kendini bulmak, birinin omzunda bütün dünyayı unutmak, birinin sesinde en güvenli limanı duymaktır.
Ve belki de en romantik gerçek şu: Bir insanı bulmak değil mesele, bir kalbi bulmaktır. Çünkü kalbin ışığını gören, karanlığa asla mahkûm olmaz.
Unutmayın; dünya ne kadar değişirse değişsin, sevgi hep aynı kalır. Sadece biz ona sahip çıkmayı unuturuz. O yüzden kalbinize iyi bakın, çünkü kalbinizin ışığına tutunan biri çıkacak karşınıza. Ve işte o zaman, bütün karanlık yerini sonsuz huzura bırakacak.
Kalp kararsa, ışık söner.
Işık sönerse, yol kaybolur.
Ama bir kalbin ışığına tutunan,
Ne yalnız kalır, ne karanlıkta.