Bir ilişkiyi sağlıklı yapan şey aslında çok basit bir çizgiye dayanıyor: görmek ve görülmek. Sağlıklı bir erkek, sadece kendisine ne verildiğine odaklanmaz; yanında olduğu kadını da görmek, onunla ilgilenmek, anlamak ve ona destek olmak ister. Çünkü bilir ki, gerçek bağ tek taraflı beklentilerle değil, karşılıklı katkıyla kurulur.

Toksik bir erkek ise sürekli destek almak ister ama destek vermeyi aklına bile getirmez. Onun gözünde partneri, bir yol arkadaşı değil; kendi ihtiyaçlarını karşılayan bir araçtır. Dolayısıyla kadını, kim olduğu için değil, ne sunduğu için değerlendirir. Oysa bu bakış açısı, karşısındaki kişiyi silikleştirir. Senin ruhun, hayallerin, umutların görünmez hale gelir.

Sağlıklı bir erkek farklıdır. O kendine şu soruları sorar: ‘’Sevdiğim insanın ihtiyacı ne? Hayali ne? Onu ne mutlu eder? Şu an ne hissediyor? Ona nasıl katkı sağlayabilirim?’’

Çünkü görmek ister. Çünkü görmek, sadece gözle değil, kalple olur.

Modern ilişkilerde aslında en çok ihtiyaç duyulan şey de bu: görebilme yetisi.

İnsanları değiştirmek, kendi hayalindeki kalıba sokmak yerine oldukları gibi görebilmek… Kendi beklentilerin üzerinden değil, onların gerçekliği üzerinden bakabilmek.

Bir ilişkide en büyük armağan, ‘’ Ben seni görüyorum, anlıyorum’’ diyebilmektir. Çünkü görülmek, anlaşılmak ve değer bulmak insan ruhunun en derin ihtiyacıdır.
Ve unutma; seni sadece çıkarları için gören bir göz, aslında hiç görmüyor demektir. Gerçek göz, sevdiğini olduğu gibi kabul edebilendir.

Seni olduğu gibi göremeyenle yol almak, gözleri kapalı birine yol tarif etmeye benzer: sonuç hep duvara çarpmaktır.